Cuma, Ekim 04, 2013

Kalbimden Geçenlere..


   Bugün sevdiklerime yazmak istiyorum ben. İçimden geçen ne varsa söylemek istiyorum..


   Küçüklüğümü özlüyorum. En büyük derdimin ağaçta daha tepeye tırmanamamak olduğu.. Babam eve geldiğinde kucağına atlayıp kendi kendime ürettiğim şarkılar söylemeyi. Korktuğumda bir küçücük aslancık varmış diye başladığımda çabucak uykuya dalışlarımı.. Babam varsa beni kimsenin üzemeyeceğini düşündüğüm, annemin bir eli ile abimi diğer eliyle de beni tutup sinemaya götürmeleri (o arada bolca şekerleme götürmecelerimi), en büyük gözyaşımı Aslan Kralı izlerken döktüğümü ve niye ayrı kaldılar ki diye bütün gün Simba'yı düşünmelerimi..

   İlk kez aileme ne kadar ihtiyacım olduğunu bundan 8-9 ay önce fark ettim. Çok şükür bir yakınımın ölümünü görmemiş biri olarak ilk büyük üzüntümü yaşadığım bir dönemde onlara yaslandım ve her gün dua ettim 'Allahım sen onlara güç ver' diye. Her şey bende bitiyor lafını hep söylerim ama öyle bir dönemdi ki ne yapacağımı bilemediğim, üzüntümü, mutsuzluğumu dışa vurmamaya çalışmaktan yorulmuştum. Anlatamadıkça, ağlamadıkça içinden çıkamadığım o dönemi onlar sayesinde atlattım. Güçlüymüşüm, hırslıymışım ve aslında ne kadar da çabalamayı bilen biriymişim o zamanlarda gördüm ben. Ben babamı ne kadar çok sevdiğimi ve onun varlığının aslında ne büyük bir güç olduğunu tekrar hatırladım. İnsan hep biliyor aslında ama hayat ona bir şey olmadan da hatırlatmasını yapıyor işte bir şekilde. Ne karar verirsem vereyim bir babanın 'Sen mutlu ol yeter ki' demesi ne büyük bir lüksmüş şu hayatta..

   Annem, onun için ne yapsam az. Ailenin toparlayıcısı, nazı en çok çekeni. Her derdi hiç bunalmadan dinleyeni ve hep muhteşem çözümler bulanı.. 'Annee' diye gecenin bir yarılarında arasam da 'ne oldu kuzum' diye açan telefonu. Nasıl anlatılır ki annenin şu hayatıma verdiği kıymet. Kaşım gözümden çok içim bir parçası. Hüznümü huzura dolayan.. Hep mutlu olsun, yüzü hep gülsün. Ömrü uzun olsun ki dizinin dibinden ayrılmayayım..

   Abiim.. Canım abim. Bilirim küçükken bir lokmacık ellerimle üstüne atlamama rağmen ne sesini çıkarır ne tepki gösterirdi. Evin abisi ya ben de küçüğü ya öyle davranması gerekiyormuş gibi.. Ben küçükken o da küçüktü ama kocaman da bir yüreği vardı. En büyük üzüntüm bu aslında. O küçük deyip aslında bunu söyledikleri çocuğun da ne kadar küçük olduğunu unutmak.. Abim benim dayanağım. Ne iyi anlarım onu, yüreğinden geçeni ne iyi bilirim de ses edemem.

   Bir de Meryemim var. Ortaokulum lisem onunla geçti. Tanışmamıza vesile olan çanta eskimiş püskümüş ama bizim arkadaşlığımız o okula sırf beraber vakit geçirmek için koşa koşa gittiğimizdeki gibi. Az derdimi dinlemedi Salihli'den yetişti derdime ortak oldu. Hamileliğinin her döneminin ne zor geçtiğini bilirim ona rağmen hep yanı başımdaydı. Dualarımın içinde hep var canım arkadaşım. İçim hep cız etti ondan her haber alışımda. Bitmeyen dokuz ay sonunda, onun sayesinde teyze oldum. Ne güzel bir şeymiş teyze olmak. Elizimizin mis kokusunu içime çekiyorum ki ne muhteşem bir şeymiş o bebeğin kokusu. Başka olur sevdiklerin çocuk sahibi olduğunda. Diğer bebeklere benzemez. Daha güzel olur, daha bir mis kokar. Daha çok seversin. Şansı güzel olsun. Şimdi artık dualarıma onu da kattım. Senin gibi bir anneye sahip olduğu için ne şanslı olduğunu büyüyünce anlayacak. Ve benim gibi bir teyzeye:) 

   Ve Seda.. Her gün okuduğunu bildiğimden bu yazıyı da okuyacaksındır mutlaka. Sakın düşünme bu kız niye duygusal şeyler yazmış diye. Gidişim yaklaştıkça bana bir şeyler oluyor:) Yoksa çok mutluyum. Dün geceki sohbetimizden sonra sana da yazmadan edemedim. Bazen içimden geçenleri bir çırpıda söylüyorsun ya. Niye daha önce tanışmamışız biz diyorum her defasında. Hayallerimiz, gelecek kaygımız, mutluluğumuz, korkularımız.. Hep ortak. Bir oturuşta bulduğumuz fikirler, nasıl mutlu olacağımızı aslında biliyor olmamıza rağmen zamana ihtiyacımızın olması.. 


   Seninle ileride bir şeyler yapacağımıza emin oldum ben artık:) Ben döndüğümde, sen evlendiğinde:) Öyle içten öyle güzel yazıyorsun ki bana, yanımda olsan sarıp sarmalardım seni. İyi ki o akşam yan yana oturmuşuz da sohbet etmişiz. Ve iyi ki ilerletmişiz arkadaşlığımızı. Ne mutlu bana hayat senin gibi şahane yürekli ve fıstık gibi bir arkadaş çıkarmış karşıma ben de böylece hop yüreğimin ortasına yerleştirmiş oldum seni. Teşekkür ederim her şey için! Çok ama çok mutlu ol. Hayallerimizi gerçekleştireceğimizden de emin olabilirsin. Sonrasında bu günleri düşünüp ufak tebessümlerimizi de dudağımızın kenarına konduracağız biz:)

   İşte böyle duygusal ama keyifli günler geçiriyorum. Ne zaman dönerim belli değil, dönebilir miyim o da belli değil.. O yüzden içimden ne geçiyorsa yazmak istedim. Yemek blogu diye açtım ama ne ararsanız mevcut burada:)



   
   Dead Sushi.. İzlemeden bu haftayı bitirmeyin. Kısaca anlatıp artık akşam yemeğe gelecek olan misafirlerim için işe koyulmam gerek. Çok işim var çook!

   Filmin konusu, Genç bir kız olan Keiko hem Japon mutfağına hakim olmak için hem de dövüş sanatlarında kendini yetiştirmek için yıllarca uğraşmıştır. Çok çalışması artık Keiko'yu bunaltmış ve ilk fırsatta evi terk etmesine neden olmuştur. Kısa sürede lüks bir otelde işe başlar. Daha önce otelde çalışmış fakat haksız yere kovulan ve ölüleri diriltme yeteneği olan bir genç, intikam almak için oteldeki sushileri canlandırır. Keiko da bunlarla uğraşmak zorunda kalır. Eğlenceli ve bir o kadar da ilginç bir film olmuş. 

   Pazartesi görüşmek üzere!

3 yorum:

  1. seni cook seviyorum annem.gonlunun dilediklerini sana iki kat fazladan bi de benim bonusumu sana varsin yuce tanrim sana v e abine.gonlume isimlerinizi dovme olarak yazdirma fikri simdi iyice pekisti yavru kuzum

    YanıtlaSil
  2. Bugünkü randevumuza geç kaldım, şu "çok sevdiğim" işimdeki yoğunluk sebebiyle = ) açınca sayfayı acaba bana da mı yazmış D dedim = ) çoook teşekkür ederim güzel düşüncelerin için tatlım... hayat hak ettiğinden fazlasını verir umarım sana!! tüm güzellikler, iyilikler ve bol bol şans seninle olsun... dün dediğim gibi git ve hayatın-ın tarifini bul = ))) dönersen ben burada olucam, planlarım ve hayallerim de İstanbul'da belki şimdikinden farklı bir semtte oturuyor olacaklar ama hala aklımı kurcalamaya devam edicekler!!!

    Sevgiler,
    Seda = )

    YanıtlaSil