Salı, Ekim 15, 2013

Fiuvv fiuv! Bugün Blogumun 1. Senesi!



   Bugün blogumun doğum günü:) Geçen sene bugün nasıl yaparım, ne yazarım, olur mu okunur mu ben hiç beceremem ki diye diye yazmaya başlamıştım. Sevdiğim biri bana öyle destek oldu ki ne yazmam gerektiğinden renklerine kadar seçtik ve ben o gün başladım yazmaya. Geçen her gün blogumu daha çok sevmemi ve keyif almamı sağladı. 

   Blog benim için öyle bir şey ki artık, bir emanet, bir hatıra.. Emek.. Önce kendime verdiğim sonra başka birine verdiğim sözdü, asla ihmal etmeyeceğim. Artık benimle iyiyi kötüyü paylaşan, içimi bu kadar rahat döktüğüm tek arkadaş galiba..

   Kararlıydım. Tek bir gün yazmadan yatmamalıydım. Her gün sabah 9'da yazımı paylaşmalıydım. Uygulamaya koyduğum bu işi asla yarı yolda bırakmamalıydım. Bu şekilde kendime tekrar hatırlatmış oldum. Ben gerçekten inanırsam yapamayacağım şey yoktur:) İşte bu blog o yüzden benim için çok değerli. Tam bir sene boyunca toplam 20.000 okuyucunun desteği ile her günümü yazıya döktüm. 

   İlk yazımı okudum. Bir sürü anı canlandı kafamda. Birçoğu dün gibi aklımda. Düşündükçe hala içimi titreten anılar.. Bazen geldi geçti bitti gitti desem de bu kadarını da hesap edemezdim. Ben hiçbir zaman o kadar kötü biri olamayacağım sanırım.

   Niye hiçbir şey yolunda gitmiyor diye söylenmeyi çok oldu bırakalı. Hayatta her şey olması gerektiği gibi oluyor. Sadece senin istediğin şekilde değil o kadar..

   Bugün blogumun 1. Senesi. Her yazımı samimi gerçek duygularımla yazdım. Yaşadıklarımı, hislerimi, kızdığımı sevdiğimi hep yazdım. Ve bu bir senede yaşadığım her kötü şeyi aşmamda bana bu kadar yardımcı olacağı hiç aklıma gelmezdi. Sonra yorumlar.. Her kelimesi çok değerli benim için. Her gün bloguma giren kişi sayısı bu kadar çok olmasaydı belki de bu denli hevesli yazamazdım. 

   Sonra hiç koymadığım bir yazımı tekrar okudum. Bazı aşklardan iyi şeyler öğrenirsin bazısından ise sadece yara alırsın. Aldığın yara sana iyi günleri unutturuyorsa o aşk sana kısa sürede çok şey öğretir. Bazı insanlar sadece bu yüzden girerler hayatına. Görevleri budur. Öyleymiş... 
   Güvenmekten korkmakta haklı olduğumu bir kez daha görmeme rağmen aşkı yaşamaktan da asla vazgeçmem ben. Vazgeçilebilir mi? Mümkün mü?

   O yazımı daha önce niçin koymamış olduğumu bildiğim gibi zamanının bugün olduğunu da iyi biliyorum... 

   ''Biri çıkıp da karşına aşık olursan eğer.. Bakmayacaksın öyle saçına, gözüne.. Seveceksin öylesine, sahiplenmeden seveceksin. Dert etme! En kahkahalı anları onunla yaşayacaksın, iyi ki nefes alıyorum dediğin zamanlar, bir bakmışsın hep onunla geçmiş. Sevildiğini bildiğin sürece devam edeceksin onunla yürümeye. 

   Her şey yolunda giderken bir de bakmışsın seni terketmiş. Üzüleceksin ama çabuk toparlayacaksın. Olmuyorsa da, acı çekeceksin. Olmuyor acı çekmeden..

   Bir sabah uyanacaksın ve dur diyeceksin zamana. Durmayınca isyan edeceksin, ama aslında kendine! Eskileri yok etmeyi bileceksin, kendinden çok şey götürme pahasına da olsa yok edeceksin. 

   Sonra bir gün biri çıkacak karşına, mutluluğu seninkinden daha önemli! İşte o zaman sıkı sıkı sarıl ona. Çünkü bundan sonra O olacak senin yol arkadaşın...

   Uğruna emek verdiğin kişiler seni hayal kırıklığına uğratmadı, asıl sorun senin hayallerinde. Sana "Neden?" diyenleri sil hayatından, "Neden olmasın!" diyen insanları al yanı başına. Ve şimdi koş hayallerinin peşinden. Unutma! Kendinden önemli kıldığın bu kişi, zaten hayallerinde olacak. 

   Kimse mutsuz insanların yanında olmayı sevmez, sen de sevme! Bırak, seni mutlu eden şeyleri yaşa. Nereden biliyorsun yarını yaşayabileceğini? Mutsuz olduğun her şey, kendine bir ayna aslında… Zayıflıklarını gizlemeye çalışma. Bırak seni sen olduğun için sevsin çevren. Diğerleri mi? Bir günaydından daha yakınına yaklaştırma sakın. 

   Meydan oku! Öyle ona, buna değil, kendi hayatına. Yapabileceğine inandığın şeyi yap, erteleme! Uğruna savaşılacak şeylerin olsun hayatında. Bir amacın, bir planın olsun. En çaresiz insanlar amaçsız olanlardır, unutma!

   Bir şeye güven. Tanrıya, cesaretine, kaderine, hayata veya herhangi bir şeye… Hayat kafana bir tuğla ile vursa da, sakın inancını kaybetme!

   Zamanımız kısıtlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşamaktan vazgeç. Başka insanların fikirlerinin gürültüsü, kalbinin sesini duymanı engellemesin.
  Öyle bir hayat yaşa ki, "yeniden dünyaya gelsem yine kendim olurdum." diyebil.

   Eh şimdi sen bunları okudun okudun, "bırak hikâyeyi de hayatın gerçekleri ne olacak!" diye düşündün. O zaman bırak onun bunun gerçeğini, kendi gerçeğini yaşa. Hem de öyle bir yaşa ki, yıllar sonra geriye dönüp ''Vay anasını!'' diyebil.''

   Haydi kaçıyorum ben, malum hayat kısa..




Mutlu yıllar blogum ve bana :) 


Ve iyi bayramlar hepinize:)

1 yorum:

  1. sana da iyi bayramlar kizim oyle mutlu,iyi,sade,guvenli,guvenilir,akilli,bilmis, ol ki her gunun bayram gibi gecsin.arkanda yaninda onunde nerede gormek istersen nasil yaslanmak istersen;bil ki annen hep istedigin yerde..seni seviyorum kizim..kuzumm..

    YanıtlaSil