Çarşamba, Ekim 02, 2013

Kanlıca'da Bir güzel Mekan 'İkinci Bahar'


   


   Kanlıca'da gittiğimiz yer İkinci Bahar diye lokanta.. Tam lokanta.. Bu sözcüğü dilimize hediye eden İtalyanların mahalle aralarında lokantaları vardır ya, minik, sıcak, insanları birbirine yakın, dost, selamlaşan.. Öyle bir yer burası işte. 



   Duvarlarında genç ressamlara ait tablolar asılı. Turistlerin sık uğradığı bir yer olduğundan onlara da fayda sağlamış oluyorlarmış böylece. Çok hafif, dinlendirici, dinlemek isteyenin dinlediği, konuşmak isteyenin rahatça konuştuğu bir yükseklikte müzik devamlı Fransız şansonları çalıyor. Oysa burası bir Türk lokantası..
   Soğuk mezeler, ara sıcaklar, sonra etler.. 'Bu Fransız Müziği ne?' derken İkinci Bahar'ın 22 yıllık sahibi Sinem Hanım "Bizim asıl müşterilerimiz yabancılar. Ben de şansonları çok seviyorum. Türk lokantası diye Türk müziği çalalım gibi bir ezberimiz yok" dedi.





    'Yemeklerin hepsi Türk ama damak tadında da yabancıları gözetiyoruz' derken, demek istediklerini odun ateşinde 4 saat boyunca pişen tandır ve yuvalamayı mideye indirdikten sonra anladım. Ve ardından kabak tatlısı bir diğerimiz de künefe!..



   Şimdi taze mevsim balıklarıyla da misafirlerine harikalar yaratıyor. Mevsimin gözde balığı palamutu bir de İkinci Bahar'da denemelisiniz. Odun fırınında pişirilen palamutun o özel lezzetini başka yerde bulamayabilirsiniz. Palamut dışında yine sezonun gözde balığı istavrit de bu dönem İkinci Bahar'ın leziz konuklarından. Mısır ununda kızartılan istavrit şöleni için yolunuz yine buraya düşmeli.





   Bahçesi ve kapalı alanıyla hizmet veren İkinci Bahar'da Cumartesi ve Pazar günleri 10.00 - 14.00 arası serpme kahvaltı ile Boğazın tadını ve semtin sakinliğini doyasıya yaşamak için birebir.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder