Pazartesi, Aralık 31, 2012

Haftanın Menüsü'nden İstanbul Modern'e...





   2012'nin son gününden merhaba,

   Bugün benim blogum dama atılacak gibi görünüyor. Herkes hazırlıklarıyla meşgul. Kimi dışarıda kutlayacağı için süslenmekte, kimi evde yemek yapmakla uğraşmakta :) Evde kutlayacaklara sesleniyorum! Önerilerimi okumadan hazırlıklarınızı tamamlamayın sakın. 

   21 Aralık geldi geçti kötü şeyler olacak diye ortada kedi gibi dolaşanlara inat ben hep bir şeyler olacak ama kötü şeyler değil diye düşünüyordum. Gerçekten de öyleymiş. Dün akşam burçları okuyayım dedim. Kendiminkini okudum arkadan tabii sevgiliminkini de:) Baktım nerdeyse aynı şeyler olacak. Nasıl yani derken diğer burçlara da göz attım ki ne göreyim. Palavradan ibaret! Herkes mi aynı şeyleri yaşar kardeşim o zaman burç diye bişi niye var? Anlamadım gitti ben bu burç işini. Varsa hakikaten astrolojide başarılı bir isim bana iletin lütfen. Aslında herkesin başına iyi şeyler geliyormuş kötü de değil hani. İyi işte ne güzel hepimiz mutlu olacağız:) 

   Neyse Ocak 2013'de gidebileceğiniz sergilere, müzelere göz attım hem ben gidip göreyim hem de sizlere fikir verebileyim diye. Daha çok çocuklar için olan etkinlikleri araştırmak istedim bu sefer.

   Sakıp Sabancı müzesinde Monet'nin Bahçesi sergisi var yazmıştım daha önce. Salı-Pazar : 10:00-18:00, Çarşamba günleri 10:00-20:00 arasında. Tam bilet 12, öğrenci 4 lira. Çarşamba günleri de ücretsiz. Kaçırmayın derim. 

   Santral İstanbul'da Çocuk atölyeleri var. Ailece katılabilirsiniz, dilerseniz yalnızca çocuklara yönelik de tercih edebilirsiniz. 3-6 yaş, 7-12 yaş ve 9-12 yaş olarak ayırmışlar. Seçenek o kadar fazla ki benim çocuğum olsa hiçbirini kaçırmak istemeyeceğim için çocuğu da manyak ederdim kendimi de:) Yazayım dedim ama hangisini yazacağımı şaşırdım. En iyisi siz bir girip bakın www.santralatölye.com adresine ve miniğinizle karar verin. Bence çocukla ailenin bu tarz aktivitelerde birlikte olması çocuk için çok çok önemli.

   İstanbul Modern'de Bakış sergisi Eğitim Programı var. Bakış – Portre Fotoğrafının Değişen Yüzü adlı sergiye özel, çocuklar için bulmacalar tasarlanmış. 20 Ocak 2013 tarihine kadar devam ediyor. 
   
   Genç İstanbul Modern’in uluslararası etkinlik dizisinin bir parçası olan, 6-12 yaş grubundaki çocuklar ve aileleri, sanatçı Matali Crasset’nin tasarladığı Blobterre adlı dünyayı keşfe çıkıyor. Blobterre, 6 Ocak  2013 tarihine kadar gerçekleşecek. Çocuklar sanatçıları tanıyor, sanatsal yaratının gizemlerini anlıyor, işlevleri, çağrışımları ve hissettirdikleriyle objeleri keşfediyor, interaktif oyunlarla farklı deneyimler kazanıyorlar.
   
   Blobterre adlı program, pazartesi hariç hafta içi her gün saat 10.00, 13.00 ve 15.00’da okul gruplarına; cumartesi günleri saat 10.30, 13.00, 15.00’da ve pazar günleri saat 10.30’da çocuklara ücretsiz düzenleniyor. Programa aileler pazar günleri saat 13.00’da katılabiliyor. 1,5 saat süren Blobterre atölyelerinin kontenjanı 15 kişiyle sınırlı.

   Bu etkinlik “Peter Pan”, “Dünyanın Merkezine Yolculuk”, “Denizler Altında 20.000 Fersah” gibi çocuk kitaplarında okuduğumuz, var olmayan, sözcüklerle hayalini kurduğumuz fantastik mekanları çağrıştıran bir dünyayı gerçek kılıyor, olmayan bir yeri var ediyor. Böylece çocuklar hiç bilmedikleri, benzerini kendi dünyalarında hiç görmedikleri, duymadıkları, tatmadıkları hatta koklamadıkları canlılar ve nesnelerle dolu bambaşka bir dünyada, eşsiz bir serüven yaşıyorlar.

   Blobterre’in çiçek gözlü, sevimli çocuğu Flom, bu serüvende onlara rehberlik ediyor. Çocuklar, Blobterre’in fantastik dünyasında öce Blobterreli Flom ile tanışıyorlar. Flom onlara Blobterre dünyasını tanıtıyor. Çocuklar, yarım daire şeklinde kocaman yapraklı ağaçlara dokunuyor, püsküllü bitkileri kokluyor, bitki örtüsünün seslerini dinliyor ve yarı balık yarı bitki olan canlılarla konuşuyorlar. Bu keşif serüveni sırasında, Blobterre’de yaşasalar bu dünyaya nasıl uyum sağlayabileceklerini düşlüyorlar. Bitkileri gözlemleyip onları faydalarına göre sınıflandırıyor, kendilerine nasıl besin sağlayabileceklerini, kendilerini nasıl tedavi edebileceklerini, nasıl enerji üretebileceklerini, nerde uyuyabileceklerini, doğadan nasıl faydalanabileceklerini ve doğaya nasıl fayda sağlayabileceklerini kurguluyorlar. Böylece, masallarda dinledikleri mekanları, kahramanları ve olayları hayal etmek yerine, Blobterre’in büyülü dünyasından yola çıkarak kendi maceralarını yaşıyorlar. Harika değil mi? 

   Rezervasyon ve ayrıntılı bilgi için:0212 334 73 41
    
   Şahane manzarasıyla İstanbul Modern Restoran, müze ziyaretçisi olsun olmasın herkese, zengin menüsüyle, geniş terasında ve şık tasarlanmış iç mekanında hizmet veriyor. Sıcacık kahvenizle İstanbul tarihini bir de oradan izlemek fena olmaz hani:)
   Hergün 10.00 ile 24.00 arası açık. 

   Canım okulum MSA'da ise çeşitli workshoplar var. Çikolata butiği var mesela 5 Ocak 2013 16.00-20.00 saatlerinde. Okulda nefis el yapımı çikolatalar hazırlamayı öğreniyor, sonra da evde nefis çikolatalar yapıyorsunuz. Tabii ki arkadaşlarınız ve aileniz yaptığınız çikolatanın mis kokusuna ve şahane tadına yenik düşüyor:) Ücret 130 TL.
   Çıtır ekmeklerden tutun İtalyan Mutfağına, Tapas'tan Cupcake'lere, Sushi'den Küçük Gurmelere kadar istediğiniz her türlü program var. www.msa.com.tr adresine girip araştırın. Ve bir kere bile olsa gidip deneyin. Çünkü devamının geleceğinden eminim:) O kadar keyifli bir gün geçireceksiniz.

   Bir de Salt İstanbul'u eklemeden bitiremeyeceğim. Salt galatadaki sergi, dükkan, cafe ve Osmanlı Bankası Müzesi için adresi ve telefon numaralarını yazıyorum. Bir araştırın, hoşunuza gider de uğramak isterseniz Ca’d’Oro restoranda güzel bir yemek yemeden dönmeyin derim. Salt Galata'nın giriş katında kafe ve girişin bir üst katında restoran olarak hizmet veriyor. Mekanın restoran bölümü 150 kişi, kafe bölümü ise 55 kişi ağırlayabiliyor. Restoran bölümü gerçekten şık. Ana yemekler 11-55 TL, makarna ve pizzalar 13-39 TL arasında değişen fiyatlarda. Yemekten sonra nefis tarihi yarımada manzaralı barı çok kalabalık oluyor, benden söylemesi. Cafe alanı daha rahat bir stile sahip. Ca’d’Oro, pazartesi günleri kapalı. Diğer günler cafe 10:00 - 02:00, restoran ise 12:00-02:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Restoran bölümünün pazar günleri için açılış ve kapanış saati ise 10:00-01:00. Gitmeden mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
   
  Ca’d’Oro Cafe-Restaurat-Bar 
Adres: Salt Galata, Bankalar Caddesi 11, Karaköy
Tel: 0212 243 8292
(Bankalar Caddesi'ndeki Merkez Bankası binasının yanındaki eski Osmanlı Bankası binası)

   

Eveeett.. Gelelim haftalık menümüze.


PAZARTESİ

  
   Bugün için hindi tarifi vermiştim ama çoğunuzun zaten hazırdır. Çocukların sıkılmamasını istiyorsanız ve çocuklu aileler de katılacaksa akşamınıza, Cookie Art isimli bi biskuvi tarifi veriyorum. Miniğinizle yapıp akşama misafirlerinize sunabilirsiniz.

Cookie Art

12-16 adet




  • 4 su bardağı elenmiş un          
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 su bardağı tuzsuz tereyağı
  • 2 su bardağı şeker
  • 2 büyük yumurta
  • 2 çay kaşığı vanilya ekstresi
  • Dekorasyon için sıvı gıda boyası





  • Bir kaba un, tuz, kabartma tozunu eleyerek koyun.
  • Başka bir kapta mikser ile tereyağı ve şekeri krema gibi olana kadar iyice karıştırın. Yumurtayı ekleyip karıştırmaya devam edin.
  • Unlu karışımı ekleyin. Mikseri en düşükte çalıştırın. Vanilyayı ekleyin. Ve en son jelatine sarın ve 45 dakika buzdolabında bekletin. 
  • Fırını 160 dereceye ısıtın.
  • Hamura bir parmak kalınlığında olacak şekilde rulo şekli verin. 
  • Kesme işlemini yapacağınız yüzeyi unlayın. 
  • Ruloyu fırın tepsisine yerleştirdiğiniz pişirme kağıdının üzerine koyun.
  • Hamur sabitleninceye kadar 15 dakika bekletin.
  • Dikdörtgen şekli verin.
  • Miniklerle incecik bir fırça yardımı ile dilediğiniz ve diledikleri şekilleri çizip fırında 15 dakika bekletin.
  • 12-15 dakika, kenarları kahverengileşinceye kadar pişirin.
  • Tel ızgarada soğumaya bırakın.



SALI


Biberiyeli Tavuk But

8 kişilik   Hazırlama süresi:45 dakika   Toplam Süre:1 saat 



  • 8 adet tavuk but                    
  • 2 su bardağı az yağlı Ayran
  • Tuz ve kara biber
  • 3 su bardağı un
  • 2 yemek kaşığı tatlı kırmızı biber
  • 1 çorba kaşığı ince doğranmış taze biberiye yaprağı + 4 dal
  • 2 su bardağı bitkisel yağ



  • Fırını 235 dereceye ısıtın.
  • Fırın tepsisine alüminyum folyoyu yerleştirin.
  • Geniş bir kapta tavuk, ayran, 1 çay kaşığı tuz ve 1/2 çay kaşığı karabiberi karışıtırın ve kenara koyun.
  • Başka bir kapta un, kırmızı biber, doğranmış biberiyeler, 1 çorba kaşığı tuz ve 2 çay kaşığı biberi karıştırın.
  • Butu önce ayrana sonra unlu karışıma bulayıp bir tabağa koyun. Fazla unu biraz serpiştirin.
  • Bir tavada biberiye dalını ve yağı kzıdırın. Tavukları orta-sıcak ısıda arkalı önlü hızlıca 4-5 dakika kadar çevirin.
  • Eğer tavuk çabuk kahverengileşiyorsa ısıyı azaltın.
  • Tavuğu fırın tepsisine yerleştirin. 15-20 dakika pişirin.


ÇARŞAMBA


Tavuk Fettuccine Pesto Sos İle

4 kişilik   Hazırlama süresi:30 dakika   Toplam süre:30 dakika



  • 3 adet kemiksiz tavuk göğüs        
  • Tuz ve karabiber
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağı
  • Yarım paketten biraz daha fazla Fettuccine
  • 1 paket krema
  • Yarım su bardağı hazır Pesto sos




  • Tavuğu tuz ve biber ile tatlandırın.
  • Tavukları tavaya alın az yağda (ya da yapışmaz bir tavada) 3-4 dakika pişirin.
  • Yanlamasına şeritler halinde dilimler kesin.
  • Makarnayı 8-9 dakika al dente olacak şekilde pişirin ve süzün. 1/4 su bardağı makarna suyunu ayırın.
  • Sos tavasına pesto sosu koyun. Kremayı ekleyin. Hafif ısıtın. Makarna suyunu ve makarnayı ilave edin. Ve karıştırın.
  • Makarnaları kaselere koyduktan sonra tavukları üzerlerine ilave edin.
  • Kalan sosu da üzerine gezdirin.




PERŞEMBE


Et Fajita


  • 500 gr. dana kontrafile                     
  • 2 adet dolmalık biber (sarı ve yeşil)
  • 1 adet etli kırmızı biber
  • 2 adet orta boy kuru soğan
  • Sıvı yağ
  • 3 diş sarımsak
  • Kırmızı pul biber
  • Tortilla ya da lavaş ekmeği



  • Eti jülyen doğrayın.
  • Sarımsakları soyun rendeleyin.
  • Doğradığınız etleri geniş bir kaba alın, kıydığınız sarımsağı, tüm baharatları ve 1 çay bardağı sıvı yağı ekleyerek 10–15 dakika dinlendirin. 
  • Bu işlemden sonra bir tavada etleri pembeleşinceye kadar çevirin.
  • Biberlerin çekirdeklerini çıkartın ve kuru soğanlarla birlikte doğrayın.
  • Wok tavaya yarım çay bardağı sıvı yağ koyun, biberleri ve soğanları soteleyin. 
  • Sebzeler tam pişmeden içine etleri atın ve damak zevkinize uygun şekilde pişirin.
  • Pişme esnasında tavada malzemeleri çevirmeyi unutmayın. 
  • Tortillaları ısıtın, yanında salsa sosu  ve süzme yoğurt ile servis yapın.



CUMA


Pepper Steak Lyonnaise Patates ile



  • 200 gr. bonfile                                  
  • 25 gr. tane Madagascar yeşil karabiber
  • 40 gr. doğranmış arpacık soğan
  • 50 ml. krema
  • 50 ml. demi glace sos
  • 15 ml. kanyak
  • 2 dal maydanoz



  • Eti tuz ve yeşil karabibere bulayın.
  • Yağı ısıtın, eti mühürleyin. Kenara alın.
  • Arpacık soğanları aynı yağda soteleyin.
  • Kanyak ilave edip alkolün buharlaşmasını bekleyin.
  • Demiglace ve krema ilave edin ve kısık ateşte tıkırdatın.
  • Bonfileyi ilave edin ve sosta pişirme işlemine devam edin.


Lyonnaise Patates




  • 200 gr. patates                      
  • 100 gr. kırmızı soğan, ince doğranmış
  • 15 gr. tereyağ
  • 10 gr. maydanoz, doğranmış
  • Tuz ve karabiber




  • Patatesleri haşlayın ve dilediğiniz şekilde doğrayın (çok ince ya da çok ufak olmaması yeterli).
  • Soğanları soteleyin.
  • Tereyağında patatesleri kızartın. Soğanları ilave edin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın.
  • Maydanozları serpip Steak ile servis edin.
  • Afiyet olsun:)

                               
                       Kuzeydoğu Çin'de bulunan Harbin şehrinde yapılan 'Buz Festivali'


    Neşeniz bol, dilekleriniz gerçek olsun! 


Cuma, Aralık 28, 2012

Soul Kitchen



   Daha önce izlediğim bu filmi dün gece tekrar izledim, hatırlamak ve daha net yazabilmek için. Sanırım birkaç defa daha izleyebilirim. Soul Kitchen! Bir Fatih Akın filmi! Aldığı ödülleri, iyi bir yönetmen olduğunu hep okudum fakat hiç filmini izlememiştim. Bu ilk oldu. Benim tarzım mı? Sadece mutfak konulu olduğu için evet. 



   Filmde, iyi yemekten anlayan ama müşterilerin isteği üzerine sağlıksız kızartma-hamur işi yemekler sunan Zinos’un (Adam Bousdoukos), star bir aşçıyı (Birol Ünel) işe alarak nasıl yeni bir müşteri kitlesine kavuştuğu son derece esprili bir dille anlatılıyor. Filmde işlenen ana tema, gelenekselle yeniliğin ezeli zıtlaşması. Yenilik eğer iyi yönetilirse, başarılı oluyor. 



  
  Almanya’nın Hamburg kentinin eski sanayi bölgesinde hangardan bozma lokanta, yeni aşçı sayesinde “hip ve trendy” bir gurme restorana dönüşüyor. Zinos'un Çin'e giden sevgilisi, kendi kararsızlığı, dükkanını satın almak isteyen eski arkadaşı ve hapisten çıkan abisiyle başı sürekli derde girecektir.



   Uğur Yücel’in “kırık-çıkıkçı” rolündeki kısa ama etkili sahnesi, izleyiciye o şirin komediyi yaşatırken, filmin müzikleri de bu kültürler karışımının, mutfağın ve Akın’ın sinemasının ruhunu harmanlayan bir çarpıcılıkla akmakta. 


   Soul Müzik yapan gençlerin uğrak yeri olan restoranın müziği, doğal bir akışla filmin müziği olarak da öne çıkıyor. 


 

Perşembe, Aralık 27, 2012

J. Burger Nam-ı Diğer Jumbo Burger




   Pazartesi günü Tuba abla ve miniklerle J. Burger'a gittik. Daha çok bilinen ismiyle Jumbo Burger. Tuba abla İstanbul'da yaşadığı dönemlerde sık sık gidermiş. Taha'ya da öğretmiş o zamanlar. Sevgilim de beni İstanbul'a ilk yerleştiğim günlerde tanıştırdı J. Burger ile. Mayonez ve ketçap onlara özel. Tarifini hala kimse keşfedemedi. 


   Tuba abla bu sefer minikleri götürdü. Ata (3 numara) mayonezin görüntüsü şeffaf ve tadı tatlı olduğu için yadırgadı ve Cheeseburger'ın yarısını yedikten sonra mayonezi yağ zannedip ''bu yağ güzel değiiil çıkarsınlar'' dedi. Yine de ikincisini mideye indirdi :)



   İç dekorasyonunda arabalar, kupalar, kasklar ve yarışla ilgili fotoğraflar var. İç mekan rahat edeceğiniz geniş koltuklu masalara sahip olsa da büyük sayılmayan balkonuna talep her zaman daha fazla oluyor. Ballı mayonez dedikleri şeffaf ve tatlı sos(yumurta akı, bal ve margarinden yapılıyor) hamburgerlerini inanılmaz lezzetli kılıyor, ağzınızda yarattığı lezzet şöleni hem hamburger doyuruculuğuna ve et lezzetine sahip hem de tatlı yiyormuş gibi keyifli! Bu lezzet şölenine eşlik eden kendilerine has ekmekleri ise ne ağızda eriyecek kadar yumuşak ne de dişlerinizi zorlayacak kadar sert, yani tam kıvamında :)

   
   Hamburgerler yanında garnitür olmadan geliyor, ortaya incecik kızartılıp özel domates sos ve ballı mayonezle birlikte servis edilen patates kızartması söyleyebilirsiniz. Servis son derece hızlı, sipariş alındıktan çok kısa bir süre sonra masaya geliyor.



   Böyle yerlerde yemek yediğinizde, çocukluğunuzdan beri sevdiğiniz ve alıştığınız lezzetleri tekrar hatırlamanın verdiği mutluluk eşsiz oluyor. Ben Jumbo Burger ile çok yeni tanışmış olsam da bilenler bilir, ismini duyar duymaz "Aaaa, orası mı? Muhteşeeem" diye haykıranları duyar gibiyim :)

   Bir arkadaşım J. Burger ile ilgili bir yorum yaptı. Yazımın özeti kadar oldu:)
''Bir kere hamburger yerken yanında bira içebildiğimiz ve hiç de 18 yaş üstü olmamızı gerektirmeyen bir yer Jumbo. Bunun altın değerinde bir kazanım olduğunu inkar edecek olan çıkar mı? Bir diğer süper atılımı, daha o zamanlar hiçbir mekan 33'ten, 50'den büyük bardak tanımazken aslan gibi 70'lik cam balonları getirivermeleridir önümüze.''
   
    Adres veriyorum,

  Cemil Topuzlu Caddesi No:51 Göztepe/İstanbul   0216 369 49 70 - 0216 467 15 71



  

Çarşamba, Aralık 26, 2012

Dulce de Leche -Karamel Tadında Bir Gün İçin



       Günaydıınn

    
   Bugün Duygucuğumuz avukat oluyor. Töreni var, hazırlanıp gideceğiz. Akşama da kutlama yemeği var. O yüzden hazırlanmam lazım. Ohooo kız kısmının işi uzun sürüyor biliyorsunuz ben şimdi başlasam öğlen ancak çıkarım:) Yalnız şahane bir tarif yazıyorum. 


  Tarifin adı Dulce de Leche.. Dulce de Leche nedir? Hemen açıklayayım. Latin Amerika’nin meşhur, pürüzsüz tatlısı, reçeli. Sütün şekerle kaynatılmasi ile elde ediliyor. Süt buharlaşınca geriye karamelize olmuş şeker kalıyor. Uzun süren, sabrı sınayan ve zahmetli kısmı ise süt ve şekeri kaynatma aşaması. Zahmetsiz rahmet olmaz elbette ancak daha az zahmetle rahmet olabiliyor. Tatlandirilmiş süt (sweetened condensed milk) ile daha pratik bir şekilde hazırlamak mümkün. Tatlandirilmiş/kivam verilmiş sütü yurt dışında bulmak çok kolay, ülkemizde de bazı büyük marketlerde bulunabiliyor. Çocukluğumuza inecek karamel şekeri tadında, sos kıvamında bir lezzet...


 
   Dulce De Leche




  • 1 lt süt                                             
  • 1 + 1/3 su bardağı toz şeker
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 1 vanilya çubuğu (Ortasindan havyarı/çekirdegi çıkarılmış) -Arzuya göre



  • Öncelikle taze tam yağlı sütü, şekeri  ve vanilyayı (çubuk vanilyanız yoksa yarım çay kaşığı kadar toz vanilya da ekleyebilirsiniz, iki türlü de denedim ve güzel oluyor) tencereye alıp şekeri eritelim ve kaynatalım.
  • Kaynadıktan sonra çubuk vanilyayı çıkaralım ve karbonatı ilave edelim. Süt bu aşamada köpürecektir. Karıştırmaya devam edelim.
  • Ocağın altını kısıp 1 saat müddetle karıştırarak sütün buharlaşmasını bekleyelim. Normalde bu aşamada sürekli başında durmak gerektiği belirtilmiş ancak ben sürekli başında beklemedim. Sık sık kontrol ettim ve gözetim altında tuttum. Eğer güzel lezzetler için sabrım sonsuz diyenlerdenseniz elbette başında beklemek en güzeli.
  • 1 saatin sonunda süt miktarındaki bariz azalmayı gözlemleyeceksiniz, yavaş yavaş sütün rengi de koyulaşmaya başlayacak. Karıştırmaya ve kıvamını kontrol etmeye özen gösteriyoruz. Bu şekilde arada karıstırarak 1 saat daha kaynatıyoruz. İlk yarım saat ve son yarım saat başında durmak en sağlıklısı olacaktır.
  • Süt buharlaşıp kıvam koyulaştıgında ve renk muhteşem karamel tonlarına boyandığında işlem tamamdır.
  • Son olarak biraz çırpıp kıvamını iyice pürüzsüz hale getiriyoruz. 
  • Yaklaşık 350 gr süt karamelimiz artık kullanıma hazır. 


   Cam bir kavanozda kapağı kapalı bir şekilde buzdolabında saklayabilirsiniz. Kahvaltılarda pankek ya da kızarmış ekmekle, beş  çaylarında keklerin kurabiyelerin üzerine sos niyetine kullanabiliriz. Yalnız soğuyunca kıvamı koyulaşacağı için kullanmadan önce benmari usulu ile ya da mikro dalga fırında  kıvamını açmakta fayda var.


   Cafe Derins'in hazırladığı tarifi buldum mesela. Karamelli Rulo Çörekçik yapmış bu sosla.

Hemen yazıyorum.


Karamelli Rulo Çörekçik


  Hamuru;



  • 1/2 su bardağı ılık süt      
  • 100 gr erimiş tereyağ
  • 1 yaş maya
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3 yumurta
  • Aldığı kadar un



İçine;


  • Krem peynir ( isteğe bağlı)
  • Dulce De Leche
  • Damla çikolata



  • Un, tuz, şeker ve mayayı karıştırıp, ortasını havuz şeklinde açın.
  • Ortasına yumurtaları kırıp iyice karıştırın.

  • 15 dakika dinlendirdikten sonra hamura erimiş tereyağını ekleyip iyice yoğurun.
  • Mayalanması için üzerini örtüp 2 saat bekletin.
  • Mayalanmış hamurunuzu hafifçe yoğurup unlu tezgahta açın.
  • Krem peyniri spatula ile ince bir katman sürüp üzerine karamel yayın ve damla çikolata serpin.
  • Rulo halinde sarıp verev şekilde kesip üzerlerine şekerli su sürün.
  • Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında pişirin.



   Ben bu sosu cookies yaparken kullandım. Şeftali görünümlü cookies. En kısa zamanda onun da tarifini yazacağım. 

Salı, Aralık 25, 2012

Muna'nın Yemek Kitabı




   Görünce almadan duramadığım kitaplardan biri ''Muna''. Ermeni-Arap kültüründen beslenen bir mutfak var kitapta. Yemek kitabı olarak basılmış kitaplar arasında en iyilerden. Bunun ödülünü de almış. Muna'nın mutfağı, bu seneki uluslararası yemek kitaplarının yarıştığı Gourmand World Cookbooks Awards 2012'de En İyi Yabancı Mutfak kategorisinde Türkiye birincisi olmuş.


   Kültürler sentezinin yoğun yaşandığı Ortadoğu’da yaşanmış ve hala taze olan anıların beslediği, başka mutfaklardan alıntılarıyla zenginleşmiş, sıcaklığı sayfalardan hissedilen bir kitap. Her tarifte başka bir anı ve her anının tarife kattığı zenginlik... Zaten her yemek ayrı bir yaşanmışlık ve herbiri yazar Muna Jülyet Taşçı’nın kabiliyetini bizlere hissettiriyor.

                                                            SABLE
   
   Uçuşan pudra şekeri, mis gibi vanilya kokuları… Hazırlarken keyif duyacağınız, ikram ettiğinizde övgüler alacağınız, ama daha çok kendinize vereceğiniz bir ödül niteliğinde tarif. Baş şef Muna, pratik ipuçları sayesinde kolayca hazırlanabilen sable’leri kendi mutfağından sizlere getiriyor.

                                                    Enginar Kızartma
  
   Sebzeye farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak, enginara ancak bu kadar şık bir rol verebilirdi. Sağlık dolu bu güzel sebzenin ağızda çıtırdamasıyla başlayan lezzet karnavalı, pratik tarifinin yer aldığı Muna’nın yemek kitabında sizleri bekliyor.

                                               Haşlanmış Cevizli Kıbbe
  
   Ortadoğu mutfağının vazgeçilmez egzotik yemeği olan kıbbe, bu tarifte en yalın haliyle huzurunuza çıkıyor. Yapılışı kolay olup ince detaylarla özünü bulan haşlanmış cevizli kıbbe, elinizin maharetiyle şekil bularak sofranızda oryantal kültürün modern yansımasını yaşatacak.

   Muna'nın doğup büyüdüğü yer olan Mersin yöresinde hakim olan Arap Mutfağı, Muna Hanım'ın kitabında Lübnan lezzetleriyle zenginleşiyor, her tarif küçük tatlı anılar ve samimi püf noktalarıyla tarif olmaktan çıkıp birer günlük sayfasına dönüşüyor.

   Adı geçen Lübnan yemeği olan Kıbbe çorbasının tarifini yazayım. Yapması zor değil. Mutlaka denenmeli mis gibi oluyor!

   

   Küçük Kıbbe Çorbası

  • 1,5-2 lt su
  • 2-3 tatlı kaşığı toz tavuk bulyon             
  • 1 adet orta boy soğan
  • 2 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 24 küçük kıbbe
  • 3 çay kaşığı yeni bahar
  • 3 yemek kaşığı ayçiçek yağı
  • Tuz





  • Bir tencerede yağı ısıtın. Çok ince doğranmış soğanı ilave edin ve pembeleşinceye kadar kavurun.
  • Suyu ve tavuk bulyonu ilave edin. 
  • Kaynayınca yıkanmış ve süzülmüş pirinçleri, karabiberi ve yenibaharı ilave edin. (Yenibahar çorbayı hafifçe kahverengileştirecektir; tadı da o zaman kıvamına gelir)
  • Pirinçler açılınca küçük kıbbeleri içine atın, pirinçler tam pişinceye kadar kaynatın. 
  • Tuz ayarını yapıp servis edin.

Pazartesi, Aralık 24, 2012

Monet'li Haftanın Menüsü




   Merhabaa, 

Cumartesi günü Tahanın annesi Tuba ablacım ve minik kardeşleri geldi İstanbul'a. Monet sergisini özellikle görmek istiyordu Tuba abla. Sayesinde biz de gitmiş olduk. Sakıp Sabancı Müzesinde sergileniyor. Ve şahaneydi! Mutlaka gidip görülmeli. İleri düzeyde bozuk gözlerine rağmen yaptığı o resimlere hayran kaldım. 


   Biraz bilgi vereyim. Monet' nin resimlerine yakından bakıldığında ilk algılanan şey bir fırça darbeleri curcunası, ama uzaklaştığınızda bu darbelerin içinden nilüferleri, saman yığınlarını, katedralleri veya kayalara vuran dalgaları seçebiliyorsunuz.

                                              
 Tabii bu sadece Monet resimlerinin bir özelliği değil. Onun ve birkaç dönemdaşının başlattığı izlenimcilik (empresyonizm) akımının genel özelliği. İzlenimcilik pek demokratik bir akım. Fikirlerin, reçetelerin, renklerin paylaşımı üzerine kurulmuş. Hatta bir takım resimleri bir kaç ressam beraber yapmışlar. 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başlarında, Fransız ressamlar tarafından başlatılmış. Önce bir grup sanatçı tarafından uygulanan teknik ve yaklaşımlara verilen bir isimken, daha sonra hareket bütün görsel sanatlara hatta müziğe de sıçramış. (örneğin Mussorgski ile)


   Bütün "sanatçı hayatı" anlatan filmlerde kaçınılmaz bir sahne vardır. Sanatçı birdenbire yaptığı herşeyden nefret eder ve geçirdiği buhran sonucu eserlerini yakıp yıkmaya başlar. İşte Monet sanki hep bu sahnelerde yaşamış. 78 yaşına kadar devamlı sinir krizleri geçirmiş, birçok resmini yakmış, parçalamış. Yaptığı şeylerden hiç bir zaman memnun kalmamış. Ve etrafındaki herkese bu yüzden ne kadar büyük acılar içinde olduğunu anlatıp durmuş. Doğrusu, aynı dönemin aynı saygınlıktaki ve aynı zorlukları yaşayan ressamlarına göre çok daha mızmız imiş…


   Monet 1870’te, oğulları Jean ve Michael’ın annesi, modeli Camille Doncieux ile evlenmiş. Camille, Monet’nin birçok tablosunda modellik yapmış. The Walkers, Women in the Garden (dördü de Camille’dir), The Walk. Lady with a Parasol, La Japonaise bunlardan bazılarıdır. 




  1890 yılında Giverny’de bir ev satın alan Monet, 2 sene boyunca saman balyalarını aynı teknikle resmetmeye başlamış. Güneşli, puslu, sisle ve karlı havalarda aynı balyaları resmetmiş: Haystack, Snow Effects, Morning (1890), Haystack. End of the Summer. Morning. (1891), Haystack at the Sunset near Giverny (1891)
Monet 1899’da nilüferler konusuna başlamış: The White Water Lilies (1899), The Japanese Bridge (1899), Water-Lilies (1914), Water-Lilies (1917).


Son yıllarında, yavaş yavaş görüşünü azaltan katarakt, o dönem yaptığı resimleri de etkilemiş. 1923'te katarakt sebebiyle iki kez ameliyat olmuştur. Katarakt olduğu süreçte yaptığı resimlerin genel olarak kırmızı ve yeşil tonlarda olduğunu görürüz, bu katarakt hastalarının görüş biçiminin karakteristiğidir. Monet 1927 yılında hayata veda etmiş. Keşke ölümsüz olsaymış...


   Ben büyülendim. Bu kaçırılmayacak bir sergi!



Haftanın tarifine başlıyorum! Siz de büyülenmeye hazır mısınız? :)



PAZARTESİ


Mantarlı Ispanaklı Karides

                                                              

  • 3 yemek kaşığı tereyağı          
  • 4 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı kırmızı pulbiber
  • 10-12 adet karides, haşlanmış, temizleniş
  • 500 gr mantar
  • 1 kg baby ıspanak
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 avuç taze maydanoz
  • Yarım su bardağı beyaz şarap
  • 1 lime





  • 1 buçuk kaşık tereyağını tavada eritin. 1-2 damla zeytinyağı katın.
  • Sarımsakları ekleyin.
  • Sarımsakların kokusunu almaya başladığınızda kırmızı pul biber ekleyin.
  • Mantarlar ufaksa kesmeden tavaya koyun. Yoksa dörde bölüp ekleyin.
  • Daha sonra Kırmızı biberleri katın.
  • Karidesleri de kattıktan sonra 1-2 dakika pişmesini sağlayın ve şarabı ekleyin.
  • Kalan tereyağını da katıp biraz sulandırın. Ve tuzla tatlandırın.
  • Doğranmış baby ıspanakları  ve maydanozları katın.
  • En son bir dilim lime koyup 2 dakika pişirin ve ocaktan alın. Ispanakların pişmesi yeterli. Yemeğinizin sulu kalması yeterli.
  • Pilav ya da makarna ile servis edebilirsiniz.


SALI


Fırında Yoğurt Soslu Somon




8 kişilik    Hazırlama süresi:5 dakika    toplam süre:25 dakika 


  • 8 dilim somon fileto                                
  • Yarım su bardağı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı dijon hardalı
  • 2 yemek kaşığı ince kıyılmış taze dereotu
  • 2 yemek kaşığı ince kıyılmış taze maydanoz
  • Tuz, karabiber



  • Fırını 235 derecede ısıtın.
  • Yoğurt, hardal, dereotu ve maydanozu karıştırın.
  • Tuz ve karabiber ekleyin.
  • Somonun deri tarafı aşağı gelecek şekilde fırın kabına koyun. Üzerine yoğurtlu karışımı yayın.
  • 15-20 dakika fırında pişirdikten sonra dal dereotu ya da limon dilimleri ile servis edin.


ÇARŞAMBA

 
Horseradish Soslu Biftek


  • 2 kg. biftek                             
  • Taze çekilmiş karabiber, tuz
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 6 adet arpacık soğan
  • 1 su bardağı krema
  • 1 çorba kaşığı limon suyu
  • Konserve horseradish (yaban turbu), yarım su bardağı kadar

  • Fırını 190 dereceye ısıtın.
  • Eti tuz ve biberle tatlandırın.
  • Tavada her iki tarafını da 5 er dakika yüksek ateşte rengi kahverengi oluncaya kadar pişirin. Bir kenara alın.
  • Aynı tavada soğanları çevirin.
  • Daha sonra etlerle birlikte soğanları fırın kabına koyup 35 dakika pişirin.
  • Krema, yaban turbu, limon suyu ve biraz tuzu bir kasede karıştırın.
  • Eti servis etmeden 10 dakika dinlendirin.
  • Soğan ve sosla servis edin:)

PERŞEMBE


     Kurutulmuş Domatesli Fırında Makarna


  • 6 yemek kaşığı tereyağı                
  • Tuz, karabiber
  • 1 çay kaşığı zeytinyağı
  • 1 paket penne makarna
  • 2 adet kemiksiz tavuk göğüs
  • Yarım su bardağı ve 2 yemek kaşığı un
  • 4 diş kıyılmış sarımsak
  • 6 su bardağı süt
  • 15 gr mantar, ince kesilmiş
  • 1 fincan kurutulmuş domates, ince dilimlenmiş
  • 1 buçuk su bardağı rendelenmiş provolone peyniri
  • 1 fincan ince rendelenmiş parmesan peyniri


  • Fırını 205 dereceye ayarlayın.
  • Makarnayı al dente olması için 6-7 dakika haşlayın. 
  • Tavuğu tuz ve biber ile tatlandırın ve yapışmaz bir tavada 3-5 dakika arkalı önlü pişirin.
  • Bir tencerede tereyağını eritin. Un ve sarımsak ilave edin. 1 dakika kadar pişirin. Sütü yavaş yavaş ekleyip sıkça çırpın.
  • Daha sonra ocağı en kısığa alın,mantar ve domatesleri ekleyin. 1 dakika daha pişirin.
  • Ocağı kapattıktan sonra parmesan ve provolone peynirini ilave edin.
  • Tavuk ve makarnayı birleştirip tavada biraz pişirin ve daha sonra fırın kabına kat kat olacak şekilde yerleştirin.Üzerine her kata eşit olacak şekilde sütlü karışımı dökün. 
  • Parmesanı da her defasında uygulamayı unutmayın.
  • Fırına atın 25 dakika kadar pişirin.
  • Servis öncesi 5 dakika bekletin.


CUMA


Brokoli Salata


  • 1 adet brokoli                        
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Yarım kahve fincanı badem
  • Yarım su bardağı ince doğranmış dana jambon( tavada çevirip öyle eklemenizi tavsiye ederim)
  • 1 su bardağı haşlanmış bezelye
  • 1 su bardağı mayonez
  • 1/4 fincan bal
  • 2 yemek kaşığı elma sirkesi
  • 1 adet soğan, halka doğranmış

  • Bir tencerede suyu kaynatın. Tuzu koyun. Brokolileri ufak kesip haşlayın.
  • 2 dakika haşlamanız yeterlidir. Biraz gevrek ve yeşil kalmalı.
  • Brokolileri çökmemesi ve renginin canlı kalması için buzlu suya çıkarın.
  • Süzün ve soğumaya bırakın.
  • Brokolileri, soğan, badem, bezelye ve jambon ile birleştirin.
  • Ayrı bir kapta mayonez, elma sirkesi ve balı karıştırın.
  • Salataya sos olarak ilave edin. İyice karıştırın.
  • Soğuk servis yapın.

Peynirli Biftekli Sandviç

  • 500 gr biftek                          
  • Tuz, karabiber
  • 1 çay kaşığı zeytinyağı
  • Sandviç ekmeği (istediğiniz çeşit ekmek kullanabilirsiniz) Komşu fırında tam da bu tarz sandviç için ekmekler satılıyor.
  • Provolone peyniri
  • 2 adet beyaz soğan, halka doğranmış

  • Eti 30 dakika buzlukta bekletin. Daha sonra tırtıklı bir bıçak ile ufak dilimler kesin.
  • Soğanı bir tavada çok az yağ ile kavurun. Sonra bir kaseye alın.
  • Aynı tavayı silip biftekleri pişirin.
  • Bifteği ve peyniri katın.
  • Peynir eriyene kadar pişirdikten sonra ekmek arasına koyarak servis yapın.
  • Yorgun olduğunuz bir akşam için ideal bir yemek bence:)