Çarşamba, Ekim 02, 2013

Hayat Güzeldir Ama Bir Acı Sos Kadar Değil. Di mi Rö?




-Bazen başlıklarım kendi özgürlüğünü ilan etmişçesine adeta bir paragraf, farkındayım.. 
      
   Ben ölmekten çok korkuyorum. Çünkü ölünce ne olacağını hiç bilmiyorum. Hani prosedür aşağı yukarı sanırım şöyle işliyor; önce azrail melek geliyor benim canımı alıyor sonra benim gibi ölmüş herkesle birlikte bir mekanda toplaşıyoruz. İsrafilin düdük çalmasını bekliyoruz. Sonra işte günahlarımızı ve sevaplarımızı hesaplıyorlar. 

   Efendime söyleyeyim sevaplarımız çoksa cennete gidiyoruz ama önce kıl gibi ince köprüden geçiyoruz. Geçebilirsek ne ala memleket. Geçemezsek alev alev yanıyoruz alimallah. Tüm bu ahiretsel mevzuların haricinde, beni en çok korkutan şey, herkesin ölmesini beklediğimiz o yer. Napıcam? Nasıl olacak? Acaba annemle babamı ablamı filan bulabilecek miyim? Nası bekleyeceğim dünyadaki herkesin ölmesini ya? Acaba yolu bulabilecek miyim? Ya yanlış yerde beklersem? Çok korkuyorum ya çok. 

   Allah da sağ olsun hiç bahsetmemiş başvuru ve kayıt sürecinden. İki laf eder, şöyle şöyle yapacaksın, şuraya gideceksin, şurada bekleyeceksin. Beklerken şunu yapabilirsin, bunu yapamazsın, şu kadar süre bekleyeceksin diye iki kelam eder.

   Neyse çok uzattım yine ama şu anda kendimi nerede hissettiğimi anlatmanın en doğru yolu buydu bence. Ben işte kendimi tam olarak o bilinmezliğin odağında hissediyorum. Bir elektroşokla hayata geri dönmek ya da daha fantastik olması için morgdan kendi kendime çıkıp milletin ödünü koparmak istiyorum.

   Nereden çıktı şimdi bu saçmalık diyen olacaktır eminim. Geçen gün sohbet ettiğim birinin dini tamamen yanlış anladığını hissetmem yüzünden oldu bütün bunlar! Daha doğrusu ben de din konusunu çok araştırıp okumam ama şu söylediklerimle cehenneme gideceğimi ısrarla iddia ettiği için ben de inat ettim yazdım da yazdım.

   İyi insan ol yeter dostum! Ben Rö diyeyim sen anla...


Acı Biber Sosu

6 kırmızıbiber
500 gr kırmızı acı biber
1 su bardağı su
2 tatlı kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı elma sirkesi
Yarım çay kaşığı deniz tuzu

Biberleri yıkayıp saplarını kesin. Kırmızı biberlerin tohumlarını çıkarın. İri parçalar halinde kesin. 
Temizlediğiniz biberleri tencereye alın, 1 su bardağı su ilave edip tencerenin kapağını kapatın. Yumuşayıncaya kadar pişirin. 
Yumuşayan biberleri, suyuyla birlikte el mikseriyle püre haline getirin. Süzgeçten geçirip cam bir kaba alın. 
Bu aşamada fazla kabukların ve tohumların ayrıldığından emin olun. Püre haline gelen biberlerin içine tuz, şeker ve sirkeyi ekleyip iyice karıştırın. 
Hazırladığınız acı biber sosunu kavanoz ya da küçük şişelere aktarıp buzdolabında saklayın.

Kızılcık marmeladı
  
1 kg kızılcık  
1 kg toz şeker
Yarım limonun suyu

Kızılcıkları yarım çay bardağı su ile kısık ateşte karıştırarak yumuşayıncaya kadar pişirin. Ilındıktan sonra kevgirden geçirip tencereye alın. 
Toz şekeri ilave edip koyu bir kıvam alana kadar kısık ateşte pişirin. 
Üzerinde oluşan köpükleri kevgirle alın. 
Kıvama geldikten sonra limon suyunu ekleyin ve bir taşım daha kaynattıktan sonra ılık olarak kavanozlara doldurun. Soğuyunca kapağını kapatın. 
Servise hazır.


2 yorum:

  1. Ne tesadüf, bugün öğlen ben de bir arkadaşımla benzer şeyler konuştum. Benim aklımda da binbir soru var, ama bildiğin kesin bir şey var mı dersen o da şudur: kimse, yani hiiiç kimse, bir başkasının cennete ya da cehenneme gidip gitmeyeceğine karar veremez, fikir beyan edemez. Bu kibrin en büyüğüdür, kendini insanlık mertebesinden çok daha yükseklerde görmektir. Ve ayrıca, cennet ve cehennem insanın içindedir, insan yaptığı hiçbir şeyi bunları düşünerek yapmamalıdır bence. Yazsam çok yazarım ama kısaca, bizim ülkemizde dinin öğretilişinde temel hatalar var bence, korkuya dayandırılmış bir biçimde ve bunlar hep onun sonucu.

    Zeynep

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum Zeynep. Bu yüzden iyi bir insan ol yeter dedim. Bir sürü anlam barındırıyor bu iyi ol cümlesi. Ama aslında insanlarla bu tarz konularda tartışmaya girmek bile yanlış. Herkesin kendi doğruları var da benim yaşadığım tartışma bile değildi. Direk suçlanmayla karşı karşıya kaldım. Çok da önemli değil. Benim için önemli olan 'ben ne kadar iyi biri olabilirim'.

      Sil