Çarşamba, Temmuz 31, 2013

Zevkler Renkler Elmalı Ilık Kekler



   

   Elmalı kek ya da Elmalı kurabiye gibi içinde elma bulunan tatlıları hep çok sevmişimdir. O yüzden araştırırken ilgimi daha çok Elmalı kekler çekiyor. Fakat ben kendime yazmıyorum yazıları her türlüsünü yazabilmeliyim ki sevmeyen başka tariflerden yapsın ama bloğuma girdiğinde seçenek olduğunu bilsin.

   Ama bazen kendimi kaptırıp 'yok yok bunu sevmezler, bunu da beğenmezler' diye baştan karar veriyorum ama neye ve kime göre acaba:) Ben sevmiyorum çünkü sevmediğim tarifleri de yazamıyorum işte. Ne kadar yanlış! Kabul ediyorum. Ama bugün gerçekten benim çok beğendiğim bir tarifi yazıyorum. Eğer deneyen olursa yorum yazarsa çok sevinirim. Belki bahanelerimde haklı çıkarım biraz da olsa:)
   
   Afiyet olsun efendim!

Elmalı Ilık Kek

  • 125 gr yumuşak tereyağı
  • 110 gr toz şeker
  • 2 yumurta
  • 100 gr un
  • 50 gr kek unu
  • 1 yemek kaşığı süt
  • 3 orta boy elma
  • 160 gr kayısı reçeli
Sos için
  • 100 gr esmer şeker
  • 125 ml çırpılmış krema
  • 2 yemek kaşığı brandy
  • Dikdörtgen kek kalıbını yağlayın. 
  • Tereyağı ve toz şekeri bir kapta mikserle çırpın. 
  • Yumurtaları ekleyip çırpmaya devam edin. 
  • Un, kek unu ve sütü ilave edip karıştırın. Karışımı kek kalıbına dökün. 
  • Elmaları soyup çekirdeklerini çıkarın ve ince dilimleyin. 
  • Üzerlerine kayısı reçeli sürüp karışımın üstüne dizin ve keki önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 40 dakika pişirin. 
  • Keki fırından çıkınca soğumaya bırakın. 
  • Küçük bir sos tenceresinde sos için gerekli olan malzemeleri orta ateşte karıştırarak ısıtın.
  • Şeker eriyince ateşten alın ve soğumaya bırakın.
  • Kekin üzerini sosa bulayıp servis yapın.

Salı, Temmuz 30, 2013

Şeker Gitsin Tatlı Kalsın!

   
   Fırından yeni çıkmış turta, ağzınızda eriyen kurabiyeler hayal edin. İçinizi ferahlatacak sorbeler, kıvamında muhallebiler de olur. Off! Ya fazla kilolardan şikayetçisiniz ya sağlıklı beslenme gayretinde değil mi?

   İşte ben de bu yüzden size şahane bir kitap buldum. Aydan Üstkanat son kitabı ŞekerSİZ'de kendi deneyimlerinden yola çıkmış. Bir gün reaktif hipoglisemi ile tanışınca mutfaktaki zararlı beyazlardan uzak durması gerekmiş. O da sağlıklı ama ağız sulandıran tariflerin peşine düşmüş. 
   Resmin, müziğin, yemek tasarımının/yazarlığının/ fotoğrafçılığının, hayvan hakları savunuculuğunun yanına bir de ŞekerSİZ'i eklemiş.


   Tarifler arasında çorbalar, zeytinyağlılar, salatalar ve tatlılar da var. Bu çeşitliliği sağlarken birçok şeye dikkat etmiş.
   Sağlıklı beslenmek için şekersizlik kadar dengeli beslenmek ve çeşitlilik çok önemli. Zaten GI'yı baz aldığınızda alışık olduğunuz birçok gıdaya veda ediyorsunuz. 
Yemek yemek eğlenceli olmalı, keyif vermeli. Tek düze beslenme ile kimse sonsuza dek bu işi sürdüremez. Ama çeşitlilik sağlarsanız bir süre sonra rahatlıkla, yoksunluk hissetmeden beslenme şeklinizi değiştirebilirsiniz. Aydan Üstkanat kendi hayatında uyguladığı tariflerle kitaptan faydalanacakların bunun en en basit haliyle uygulamalarını sağlıyor.
    
   
   Aslında bilmemiz gereken en önemli şey sağlıklı yaşam açısından çiğ sebze ağırlıklı beslenmek ve şekerden uzak durmak...
Aydan Üstkanat, bu ilkeden yola çıkarak kişisel deneyimleri ışığında bu kitabı hazırlamış. ŞekerSİZ bir zayıflama kitabı değil. Ancak doktorunuzla kitaptaki tarifleri kullanarak bir program ayarlayabilirsiniz. 

   Bir de tarif yazıyorum. Bir deneyin, vakit bulduğunuzda da kitaba da bir göz atın bakalım:)

Yoğurtlu Frambuaz

3-4 bardak.                              
1  adet yumurta akı
2  yemek kaşığı yoğurt
4 yemek kaşığı süzme yoğurt 
100 gr frambuaz 
2 yemek kaşığı agave şurubu 
Yeteri kadar yulaf ezmesi


Yumurta akını mikserde köpük ve hacmi üç katı olana kadar çırpın.
Yoğurtları da ayrı bir yerde bir yemek kaşığı şurupla çırpın ve damak tadınıza göre ayarlayın. Yumurta akıyla birlikte karıştırıp, hafifçe çırpıp bırakın.
Frambuazları yıkayın ve birkaç tanesini servis için ayırıp, geri kalanını kalan şurupla çok ezilmemesine dikkat ederek blendırdan geçirin.
Küçük çanaklara süzme yoğurdu koyup, üzerine bolca frambuaz koyun. Yulaf ezmesi ve kalan tane frambuazları serpiştirip servis yapın.

Pazartesi, Temmuz 29, 2013

Haftanın Menüsü



   Bazen içimden ne kadar gelse de yazmak istediklerimi kelimelere dökemiyorum. Bugün de o anlardan biri. Kalbimin tam ortasında bir yumru.. Ne yaparsam yapayım hiç gitmeyecekmiş gibi duruyor. 


   O yüzden bana müsaade. Julie & Julia 'yı açıp tekrar izlemeyi düşünüyorum. Yarın daha güzel bir gün olacaktır eminim... 



PAZARTESİ

Patlıcanlı Kiraz Domatesli Makarna


  • 250 gr burgu makarna   
  • 1 patlıcan   
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı   
  • 2 diş sarımsak   
  • 300 gr kiraz domates   
  • 1 yemek kaşığı balsamik sirke   
  • Fesleğen yaprakları

  • Fırını 200 dereceye ayarlayın. 
  • Patlıcanı yıkayıp küp şeklinde doğrayın ve zeytinyağı ile harmanlayın. 
  • Sarımsak, tuz ve karabiber ekleyip fırın tepsisine aktarın ve 10 dakika pişirin. 
  • Domatesleri, sirkeyi ekleyip 5 dakika daha pişirin. 
  • Bu arada makarnayı kaynayan tuzlu suda hafifçe yumuşayıncaya kadar pişirin ve süzün. 
  • Makarnayı sebzelerin bulunduğu tepsiye aktarıp iyice karıştırın ve servis tabaklarına paylaştırın. 
  • Fesleğen yaprakları serpiştirip servis yapın. 


SALI

Kağıtta Tavuk But


  • 1 parça Mudurnu tavuk but
  • 200 gr ıspanak
  • Yarım salçalık kırmızıbiber
  • 1 diş sarımsak
  • 1-2 dal dereotu
  • Zeytinyağı
  • Tuz, karabiber
  • 1 patates
  • 1 çay kaşığı kırmızı pul biber
  • 1-2 dal maydanoz
  • 1 taze soğan

  • Yağlı kağıdı kısa kenarı 14 cm, uzun kenarı 16 cm olacak şekilde keserek katlayın. 
  • Dikdörtgen şekilli bir kap haline getirin. 
  • Ispanak ve küçük kesilmiş kırmızıbiberi bir kasede harmanlayıp yağlı kağıttan yaptığınız kabın içine alın. 
  • Tavuk budunu kemiğinden ayırıp dilimleyin. 
  • Kıyılmış dereotu sarımsak, tuz, karabiber ve zeytinyağı ekleyin. 
  • Hazırladığınız tavuk etli harcı ıspanaklı harcın üzerine yayın. 
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 25 dakika pişirin. 
  • Patatesin kabuğunu soyup parmak şeklinde doğrayın. Kaynar suya ekleyip haşlayın. 
  • Kırmızı pul biber ve kıyılmış maydanoz karışımına bulayın.
  • İki patates parçasını haşlanmış taze soğan yeşilliği ile bağlayın. 
  • Yağlı kağıt içinde pişirdiğiniz tavuk etiyle birlikte servis yapın. 


ÇARŞAMBA

Yenidünyalı Ve Sebzeli Tavuk Güveç


  • 2 parça tavuk bonfile
  • 4 yenidünya (Malta eriği)
  • Yarım kabak
  • Yarım patates
  • Yarım havuç
  • 4 adet taze fasulye
  • Hazır domates sos
  • 1 defne yaprağı
  • 1 yemek kaşığı parmesan peyniri
  • 2 dal taze kekik
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz, karabiber
  • Maydanoz

  • Tavuk bonfileleri zeytinyağı, tuz, karabiber karışımı ile marine edin. 
  • Sebzeleri istediğiniz büyüklük ve şekilde kesip domates sos, rendelenmiş parmesan peyniri, defne yaprağı ve kıyılmış kekik ile harmanlayın. 
  • Tavuk eti, erikleri ve sebzeleri güvece alın. 
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dakika pişirin. 
  • Kıyılmış maydanoz serpip servis yapın.


PERŞEMBE

Tereyağlı Ve Hardal Soslu Enginar


  • 4 yapraklı enginar (tercihen İzmir enginarı)  
Sos için
  • 100 gr tereyağı
  • 3 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı hardal
  • 1 yemek kaşığı hardal tohumu püresi
  • 1 yemek kaşığı krema

  • Temizlenmiş enginarları buharda yarım saat haşlayın. 
  • Sosu için sarımsakları soyup havanda ezin. 
  • Tereyağını tavada eritip köpürtün. 
  • Ayrı bir kapta hardal, hardal tohumu püresi, sarımsak püresi ve kremayı iyice karıştırın. 
  • Haşlanmış enginarların yapraklarını tek tek ayırın. Sosla birlikte servis yapın.


CUMA

Levrek Dolma


  • 1 büyük boy levrek    
  • 50 gr margarin
  • 1 soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 1 çorba kaşığı dolmalık fıstık
  • 7-8 mantar
  • 2 domates
  • Yarım demet maydanoz
  • Yarım çay kaşığı rendelenmiş muskat
  • Tuz, karabiber
Üzeri için
  • 3 çorba kaşığı süt kreması
  • 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

  • Levreği temizleyip fileto çıkarın. Bol suyla yıkayıp kağıt mutfak havlusuyla kurulayın. 
  • Soğan ve sarımsağı soyup ince doğrayın. Domatesi soyup rendeleyin. Mantarları temizleyip dilimleyin. Maydanozu temizleyip kıyın. 
  • Margarini tavada eritin. Soğan, sarımsak ve dolmalık fıstıkları ekleyip pembeleştirin. Mantarı ilave edip bıraktığı suyunu çekene kadar soteleyin. Domates, maydanoz, muskat, tuz ve karabiberi ilave edip kısık ateşte 10 dakika pişirin. 
  • Fırın tepsisini hafifçe yağlayın. İki parça levrek filetonun üzerine malzemeyi paylaştırıp yayın. 
  • Kenarları üst üste gelecek ve malzeme görünmeyecek şekilde kapatın. 
  • Kat yerleri altta kalacak şekilde filetoları tepsiye alın. Üzerlerine süt kreması döküp kaşar peyniri serpin. 
  • Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında 20 dakika pişirin. Sıcak servis yapın.

Cuma, Temmuz 26, 2013

Jiro Dreams Of Sushi


 'I would make sushi in my dreams. I would jump out of bed at night with ideas.'



     Aslında bu bir film değil, bir belgesel. Jiro Dreams of Sushi, Jiro Dreams of Sushi Tokyo'da yaşayan ve bir sushi restoranı işleten 85 yaşındaki Jiro Usta'nın ve elbetteki sushi yapımının inceliklerinin hikayesi üzerine kurulu bir belgesel. İkinci çocuklara özgü asilikle kendi restoranını açan küçük oğlu, hala Jiro Usta'nın işlettiği ve Japon geleneklerine uygun olarak restoranı devralacak büyük oğlu, Jiro Usta'nın yanında yetişip kendi restoranını işleten bir başka sushi ustası ve Tokyo'daki bütün sushi restoranlarını gezerek bu konuda kitap yazmış olan bir gurme ile yapılan söyleşilerle birlikte alışveriş ettikleri balık halindeki tedarikçiler ve işin diğer incelikleri de belgeseli zenginleştiren unsurlar. 

          

                              
                         
   
   Hem kültürel hem de biyografik özellikler içeren keyifli bir yapım. Ayrıca sushi denilince akla geliveren 'çiğ balık' ifadesinin yetersizliğini de belgeliyor. İzlerken dünyanın 3 Michelin yıldızlı tek sushi lokantasının sahibi Jiro Ono'nun çalışma ortamını, düzenini ve ailesiyle olan ilişkilerini öğreniyoruz. 


   Çoğunlukla sadece pirinç ve balıktan oluşan ve basit görünen bu yemeği dünyada en iyi yapan şef olarak ün salmış olan 85 yaşındaki Jiro, rüyalarında bile yeni sushi tarifleri gördüğünü söylüyor. Sushinin hazırlıklarının yüzde 95'inin lokantada çalışan diğer ustalar tarafından yapıldığı belirtilse de, lokantanın yıldızı her zaman için Jiro olacak. Bu yüzden büyük oğlunu kendini ispatlamak için zor günler bekliyor. 


   85 yaşındaki usta her gün işe trenle gidiyor, balıkları pazardan almayı ise sadece 10yıl önce oğluna bırakmış. Küçük oğlunun kendi restoranından bahsedildiği filmin başında büyük oğul tabakaları ile mangal yelleme gibi angarya görünümlü bir iş yaparken acıma hissi hasıl oluyor büyük oğul için. Filmin sonunda ise michelin yıldızı alan sushiyi büyük oğlun yaptığını öğreniyoruz:) Ta taam! Söylemeden duramazdım:)


   Sukiyabashi Jiro, bir metro girişinde 10 sandalyeden ibaret ve tuvaleti bile dışarıda olan inanılmaz küçük bir mekan. Rezervasyonlar bir aylığına dolu, belgeselde görüyoruz ki bir yıl öncesinden rezervasyon yaptıranlar bile var. Kişi başı 30.000 yen 'den başlıyor hesap, 400 dolara geliyor yaklaşık. Olur da Japonya'ya giderseniz, kredi kartınızda fazladan yer kalsın, demedi demeyin.


   Mükemmeliyetçi ve oldukça katı kişiliği ile dikkati çeken Jiro, geçmişinden ve kendi babasından bahsettiğinde neden böyle katı olduğunu biraz tahmin edebiliyoruz. Kesinlikle iştah açıcı ve sürükleyici bir belgesel. An itibariyle imdb ve rotten tomatoes'tan aldığı puan 10 üzerinden 7.8.


   Jiro'nun balık pazarına gitmeyi bırakması anlatılırken kullanılan görsel ise müthiş...

   Yağmurlu bir gün. Çatılardan sular süzülüyor. Çatının kenarında ise yağmur damlaları bekleşiyor. Zamanı gelen, şeklini hiç bozmadan belki daha da güzel bir halde düşüyor. Arkasından ise yeni bir damla beliriyor.

   1-2 saniyelik bir görüntü aslında ama Jiro'yu, hastalanmasını ve oğullarıyla olan ilişkisini çok güzel betimliyor. İlham verici bir belgesel olmuş, insanın çalışası geliyor. Bir de çok acıktırdı, onu söylemeden geçemeyeceğim:)




   Soundtracklerini merak edenler için,

1. Concerto for Violin and Orchestra in D, Opus # 5 : l, Allegro Moderato Cadenza Performed by Jascha Heifetz, The London Philharmonic and John Barbirolli. Written by Pyotr Ilyich Tchaikovsky. 
2. "I'm Going To Go Make A Cake" by Philip Glass. 
3. "Berline by Overnight" Written and performed by Max Richter 
4. Morning passages by Philip Glass 
5. On the nature of daylight by Max Richter' 
6. Infra 5 written and performed by Max Richter 
7. Gertrude leave the summer house by philip glass 
8. Etude no. 5 by philip glass 
9. Off to market by rye randa 
10. African journey by anugama written by werner hagen 
11. A choice by philip glass 
12. String quartet no. 4 (buzcak) performed by the koronos quartet 
13. Etude no. 2 by philip glass 
14. Piano concerto no. 21 - adante by wolfgang amadeus mozart performed by academy of st. martin in the fields, alfred brendel and sir neville marriner 
15. Prelude (bach remix) written by j.s. bach and michael kohlbecker performed by fun f d 
16. The hours by philip glass 
17. Invitation by philip glass



 

 

Perşembe, Temmuz 25, 2013

Süper Süper Süper! Falls In Galata



   En kısa zamanda tekrar gitmeyi düşündüğüm Falls In Galata, dört katlı, 1800'lerin sonunda yapılmış bir binanın restore edilmesiyle kazanılmış. Giriş katında bir kafesi ve restoranı yer alıyor. Defne bahçesi, workshop alanı, kütüphanesiyle kültür ve sanatın buluştuğu, güzel bir yemeğin yenebildiği ya da bir kahve için mola verilebilecek, alternatif ve keyifli bir mekan.



    Neve Şalom Sinagogu ile Şahsuvar Bey Camii’nin arasında, tarihi dokusunu koruyan binanın içinde yer alan Falls in Galata, eski tuğla duvarları, ahşabın sıcak dokusu ve ferforje detaylı dekorasyonu ile dikkat çekiyor. Falls In Galata’nın girişte ana salonu, 
alt katta şehrin karmaşasından uzakta gizli bahçesi ve sakin bir ortamda kitap okumak isteyenler için özel bölüm bulunuyor. Hafta içi 08.30-22.00, hafta sonu 08.30-00.00 saatleri arasında hizmet veriyorlar.


    Bu tarihi eski taş binanın önceki sahipleri köklü bir Yahudi aileymiş. Pek de şanslılarmış bana göre. Girince acaba bu 4 duvar arasında neler yaşandı, neler konuşuldu diye düşünmeden edemedim. Gerçi ben tarihi yerleri gezerken hep aynı hayali kurarım:) Neyse..
 
                                 
   Belki en az bir personel kadar koşturan çalışkan, nazik, güler yüzlü işletmeci Şelale hanım sizi kendi evine konuk olmuşsunuz gibi ağırlayacağına hiç şüpheniz olmasın. Personeli de en az kendisi kadar kibar ve sempatik. Menü zengin seçenekleriyle vejeteryanları da unutmamış. Alt katta haftanın belli akşamlarında şiir okumalarının yapıldığı çok şirin bir kütüphane var oradan güzel küçük bir bahçeye çıkıyorsunuz. Sadece midenizi değil ruhunuzu da detokslayarak ayrılacağınızı ve eşiniz dostunuzu da getirmek için sabırsızlanacağınızı garanti ediyorum:)



   Gizli vaha bahçesinde, Türk Müziğinin klasik dönemlerine ait plakların çaldığı, tarihi atmosferinde bol alternatiflerin olduğu iftar menüsünde; demir hindi şerbeti, iç pilavlı saray yahnisi, kızarmış mantı, karanfilli erik kompostosu tercih edilebiliyor. Ardından 
bir de güllaç yenirse bir süre midenizi ovalamak zorunda kalabilirsiniz:)



Bereketzade Mh. Büyük Hendek Cd. No:35 
Galata-Beyoğlu/İstanbul
0212 243 19 20

Çarşamba, Temmuz 24, 2013

Meyveli Yaz Kokteylleri



   Yeşil çay sevmeyenler var mı aramızda? Mutlaka vardır. Mesela ben. Rahatlatır, geceleri de güzel bir uyku çekmemizi sağlar belki ama ısınamadım bir türlü. Atıyorum bir sürü şeker. Yine de istediğimiz tadı alamıyorum. Şekersiz de hiç içemiyorum:)

   Ama yeşil çay ile kokteyller, smoothie'ler yaratabilirsiniz. Hem lezzete sağlık, hem de sıcak yaz günü ikramlarınıza keyif katmış olursunuz. Sıcak içilen yeşil çayı hazırlarken kullanılan çay miktarından daha fazlasını kullanıyorsunuz sadece. Eğer imkanınız varsa poşet yerine yaprak kullanmak daha iyi sonuç verecektir.

    Buz kalıbının her boşluğuna birer nane yaprağı koyup, üzerlerine çayı boşaltın ve buzluğa atın. Bu buz küplerini yapacağınız kokteyllerle kullanabilirsiniz.

   Kendi damak tadınıza göre hazırlayacağınız içecekler zaman içinde denemelerle daha da gelişecektir. Esas seçeceğiniz meyvelerin taze olmasıdır. Egzotik aromalardan hatta aromatik taze otlardan da faydalanabilirsiniz.


Kırmızı Meyveli Yeşil Çaylı Kokteyl

Kırmızı albenisinden ötürü kokteyllerde en sevilen renklerden biri bana göre. Bu renkte olmasını sağlamak için aklınıza gelen meyvelerin hepsini kullanabilirsiniz. Çilek, vişne, frambuaz, kırmızı yaban mersini, karpuz.. Frambuazları şeker ile mutfak robotunda çekip süzün. Püre haline gelince soğuk yeşil çayı ve portakal suyunu ekleyip karıştırın. Ve o mükemmel rengi alması için diğer meyvelerden de destek alabilirsiniz. Lime veya nane ile kokteyllerinize renk katabilirsiniz.


  • 150 gr karışık kırmızı meyve
  • 100 gr frambuaz
  • 400 ml soğuk yeşil çay
  • 1/2 portakal suyu
  • İsteğe bağlı şeker
  • Taze nane yaprakları
  • Buz küpleri


Mango Ve Yeşil Çaylı Kokteyl

Kokteyl denince her şeyin püre haline geldiği bir içecek düşünmeyin. Birbirine yakışan meyveleri küçük küpler halinde doğrayıp içeceğinize katabilirsiniz. Örneğin armut ve elmaya yakışan meyveleri seçin. Mango, kayısı, kavun gibi. Bu meyvelerin yarısını doğrayın diğer yarısını da blender'dan geçirerek bardaklara paylaştırın. Üzerine yine yeşil çay ekleyin ve bolca buzla servis edin.


  • 1 adet mango
  • 1 adet sert armut
  • 1 adet sert yeşil elma
  • 1 dilim kavun
  • 2 adet kayısı
  • 300 ml soğuk yeşil çay
  • 1/2 limon suyu
  • 100 ml portakal suyu
  • 50 ml ananas suyu
  • Buz küpleri


Böğürtlenli Yeşil Çaylı Kokteyl

Orman meyvelerinden hoşlananlar için keyifli bir kokteyl. Böğürtlenlerden birkaç tanesini süsleme için ayırıp, kalanını şeker ile mutfak robotunda püre haline getirip süzün. Hazırladığınız püreyi esmer şeker ile bardaklara paylaştırıp şeker eriyene kadar karıştırın. Üzüm ve misket limonu suyunu da ekleyip karıştırmaya devam edin. Yeşil çay ve buz küplerini ekleyin. Ayırdığınız böğürtlen ve yaban mersinleri ile süsleyerek servis yapın.


  • 300 ml soğuk yeşil çay
  • 2 tatlı kaşığı misket limonu suyu
  • 100 ml üzüm suyu
  • 100 gr böğürtlen
  • 8-10 adet mavi yaban mersini
  • 5 gr şeker
  • 10 gr esmer şeker
  • Buz küpleri



 

Salı, Temmuz 23, 2013

Butik Pastacılık ile Cupcake Yapmaca


   Pek çok güzel bir kitabım vardı. Pasta yapmaya sardığım zaman almıştım. Sonra bir arkadaşımda kaldı. Kitaba ulaşamayınca gidip yenisini tekrar aldım:) Okulda temel eğitimi almıştım ama yine de pasta, kek yapma konusunda pek başarılı değilim. İşim gücüm yemek:) En sonunda dedim ben malzemelerimi alacağım ve oturup cupcake, kurabiye, şeker hamuru ile şekiller artık ne varsa hepsini evde deneyip yapacağım. Sanırım tatlıya nazaran yemekle aram daha iyi olduğu için doğru bir bölüm seçtiğime kanaat getirdim sonunda.


   Kitabın ismi Butik Pastacılık. Butik pastacılığa gönül vermiş iki girişimci Işıl Sözer ve Berna Gürşen, Boyut Yayıncılık’tan çıkan kitapları ‘Butik Pastacılık’ ile tüm amatör mutfak meraklılarının hobilerini hayata geçirmeye davet etmiş. 

   Bir pastaneyi butik kılan üretim felsefesidir. Bir butik pastane katkı malzemesi veya hazır karışım kullanmaz. Seçimi daima doğal olandan yanadır. Taze, doğal ve kişiye özel üretim yapar. Elinizde tutmakta olduğunuz ‘Butik Pastacılık’ kitabı tam da bu felsefe üzerine yazılmış. Açıklamaları o kadar net ki yaparken fazla zorlanmıyorsunuz. Biraz uğraştırıyor belki ama sonunda ortaya şahane bir şey de çıkıyor.



   Kitapta hem pastacılığa yeni başlayanlar hem de geliştirmek isteyenler için en çok merak edilen reçetelerin bütün detayları ve adım adım fotoğraflı yapım aşamaları yer alıyor. Her tarifte malzemeler hem kap ölçüleri, hem de ağırlık ve hacim ölçüleri ile birlikte verilmiş. 70 tane tarif var bu arada. Pastane bile açabilirsiniz bu tariflerle:)


   Ben de bir cupcake tarifi veriyorum ve bugünlük burada bitiriyorum. Uzun göründüğüne bakmayın, gözünüzü korkutmasın. Sonunda ortaya çıkan lezzetten sonra 3 gün sonra tekrar yapmaya başlayacaksınız:) 

Vanilyalı Buttercream ve Çikolatalı Cupcake


  • 120 gr bitter çikolata kuvertür (ya da marketlerde kolayca bulabileceğiniz herhangi bir markaya ait %70 kakao içeren bitter çikolata)
  • 85 gr tereyağ, tuzsuz, oda sıcaklığında
  • 175 gr esmer şeker
  • 2 adet yumurta (L), oda sıcaklığında
  • 190 gr un, elenmiṣ
  • 1/2 paket (3/4 çay kaṣığı) karbonat
  • 1/2 paket (3/4 cay kaṣığı) kabartma tozu
  • 1 fiske tuz
  • 250 ml %50 yağlı süt, oda sıcaklığında
  • 1 çay kaşığı vanilya özütü veya 1 çay kaşığı portakal veya limon kabuğu rendesi


  • Fırınınızı önceden 170˚C’de ısıtın. Kek kalıplarını hazırlayın.
  • Çikolatayı küçük parçalar halinde kırın ve bir kapta benmari usulü eritin. Sonra soğuması için biraz bekletin.
  • Büyük bir kapta tereyağ ve şekeri 3-4 dakika rengi açılana kadar çırparak krema kıvamına getirin.
  • Yumurta sarılarını ve aklarını birbirinden ayırın.
  • Başka bir kapta yumurta sarılarını birkaç dakika çırpın ve tereyağlı şeker karışımına yavaşça ekleyin ve çırpmaya devam edin.
  • Daha sonra bu karışıma erimiş çikolatayı ilave edin ve yine çırpın.
  • Bir kasede un, karbonat, kabartma tozu ve tuzu iyice karıştırın.
  • Bir bardağa sütü koyun ve vanilya özütü yada portakal/limon kabuğunu ekleyin.
  • Önce, unlu karışımın 1/3’ünü çikolatalı karışıma ekleyin, iyice çırpın. Sonra sütün 1/3’ünü ekleyin, iyice çırpın. 
  • Bütün malzemeler iyice karışana kadar sırasıyla aynı adımları izleyin.
  • Temiz bir kapta yumurta aklarını köpürtüp, yumuşak kabarcıklar oluşana kadar çırpın. Sonra metal bir spatula ile yavaş yavaş kek karışımının üstüne dökün ve ağır ağır karıştırın. Çırpmayın ki karışımın içinde olan hava kabarcıkları sönmesin.
  • Yine yavaş yavaş ve dikkatlice kek karışımını kaşık yardımıyla kalıpların 2/3’ünü dolduracak şekilde yerleştirin.
  • Kalıpları fırına yerleştirin. Keklerin ortasına bir kürdan batırdığınızda temiz çıkana kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirin.
  • Kekleri bir süre sıcak metal kalıbın içinde dinlendirin, sonra bir telin üzerinde soğumaya bırakın. İyice soğuduğunda daha önceden hazırlamış olduğunuz buttercream ile kaplamasını yapın.


Vanilyalı Buttercream (tereyağı kreması)

  • 110 gr tuzsuz tereyağ, oda sıcaklığında
  • 500 gr pudra ṣekeri
  • 60 ml %50 yağlɪ süt, oda sɪcaklığında
  • 1 çay kaṣɪğɪ vanilya özütü
  • Bir kaç damla gıda boyası
  • Süslemeler 


  • Büyük bir kapta oda sıcaklığındaki tereyağ, süt, vanilya özütü ve pudra şekerinin yarısını mikser yardımıyla şeker iyice eriyene kadar çırpın. Sonra azar azar diğer yarısını da ekleyin ve buttercream iyice yumuşak ve kremsi olana kadar çırpmaya devam edin. 
  • Eğer birden fazla renkli krema elde etmek istiyorsanız kremayı parçalara bölüp ayrı kaplara alın. Renklendirirken önce bir damla ile başlayın zira gıda boyaları çok kuvvetli renklere sahipler. Her damladan sonra iyice çırpın ve istediğiniz renge ulaşana kadar aynı işleme devam edin.
  • Hazırladığınız buttercream çok yumuşaksa kullanmadan önce biraz buzdolabında bekletebilirsiniz. Daha sonra sıkma poşetine koyun.
  • Soğumuş keklerinizi krema ile kaplayın ve süsleyin.

   Yukarıdaki tarif Pelin's Bakery'den. Aşağıdaki fotoğraf ise kitaptan. 




Pazartesi, Temmuz 22, 2013

Suya Aroma Katın!



   Özellikle yaz günlerinde ortalama 8 bardak su tüketmemiz gerekiyor. Ama bazı insanlar su içmeyi fazla sevmez. Ya da çok susamadan su içmek pek aklına gelmez. İçenler için zaten diyecek bir şey yok. Aynen devam:)


   Ben de susamadan su içenlerden değilim maalesef. Zorluyorum kendimi genelde içmem gerektiği için. Su içmeyi daha keyifli hale getirmeye çalışıyorum artık. Mesela içine sevdiğim meyvelerden katıyorum. Hem suyumu içtikten sonra içindeki meyveyi yiyorum hem de suyun sürahide hoş görünmesini sağlıyor. Bir yandan da gözlere hitap etmiş oluyor.


   Sevdiğiniz meyve ya da sebzelerden faydalanın siz de. Örneğin cam bir sürahi ya da su şişesinin içine limon ya da yeşil elma yanına biraz taze nane katın. Malzemeler taze olduğu sürece aromasını daha çok hissedersiniz.

   Dilerseniz küçük nane yapraklarını buzluk haznelerinin içine koyup buz küplerini böyle hazırlayabilirsiniz. Tamamen yaratıcılığınıza ve ağız tadınıza kalmış. Hem su ikramlarınızı da değişik bir hale getirmiş olursunuz böylece:)


   Klasikleşen malzemeler gelmesin aklınıza sadece, çilek, salatalık, portakal kabuğu, ananas, minik kesilmiş karpuz ya da mango da kullanabilirsiniz.


   Suya ekleyip buzdolabında biraz bekletip aromanın yayılmasını sağlayın. Gün içinde tüketmeye özen gösterin. 


PAZARTESİ

Füme Somonlu Linguini



  • 250 gr linguini           
  • 300 gr füme somon
  • 1 tutam taze fesleğen
  • 200 gr krema
  • 1 adet soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz, karabiber


  • Kaynayan suya tuz ekledikten sonra linguini makarnayı haşlamaya başlayın.
  • Ayrı bir tavada ince kıyılmış sarımsağı ve soğanı zeytinyağında kavurun.
  • Orta boy doğranmış füme somonları ve fesleğen yapraklarını da ekleyin.
  • 5-6 dakika pişirdikten sonra kremayı koyun. Tuz ve karabiber ekin.
  • Süzdürdüğünüz linguiniyi sosun bulunduğu tavaya aktarın.
  • İyice karıştırın ve servis tabağına alın.. 


SALI

Ev Yapımı Hamburger


  • Köfte için: 700 gr orta yağlı dana kıyması  
  • Yarım bardak ufalanmış ekmek içi
  • 2 diş ince kıyılmış sarımsak
  • 2 yemek kaşığı ince doğranmış soğan
  • 5 ml Worcestershire sosu
  • Bir miktar tereyağı
  • Tuz, karabiber
  • Karamelize soğan için: 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı esmer şeker
  • Halka doğranmış soğan
  • Sunum için: Hamburger ekmekleri
  • Salatalık turşusu
  • Yeşil salata yaprakları
  • Yuvarlak domates dilimleri


  • Malzemeleri bir araya getirerek köfteyi yoğurun.
  • 150-200 gr ağırlığında yaklaşık 1,5 cm kalınlığında yuvarlak köfteler oluşturun.
  • Izgara ya da tavanızı ısıtın.
  • İyice ısındıktan sonra köftelerin her bir yüzeyini yüksek ateşte 3 dakika kızartın.
  • Köfteleri çevirin ve orta ateşte yine her iki tarafını üçer dakika daha pişirin. 
  • Dilerseniz son aşamada cheddar ya da taze kaşar gibi ince bir peynir dilimini köftelerin üzerine koyabilirsiniz.
  • Diğer bir tavada tereyağını eritin ve ince halkalar şeklinde doğranmış soğanları içine atın.
  • Yaklaşık 10 dakika ara ara karıştırarak pişirin.
  • Ateşten almadan önce ekleyeceğiniz esmer şeker ile karamelize edin.
  • Hamburger ekmeklerini açın ve köfteleri yerleştirin, üzerlerine karamelize soğan, yeşillikler, domates dilimleri ve salatalık turşusu koyarak servis yapın.   


ÇARŞAMBA

Tas Kebabı


  • 600 gr kuzu kuşbaşı    
  • 30 gr margarin
  • 100 gr soğan
  • 1 Çorba kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • Baharat torbası
  • 1 buçuk bardak su


  • Ön hazırlık olarak soğanı ayıklayıp, kuşbaşı doğrayın.
  • Yağı, orta boy bir tencerede, orta ateşte eritin.
  • Yağ kızmaya başlayınca kuşbaşı doğranmış kuzu etini ilave edin.
  • Etleri bir kevgirle ara sıra karıştırarak, 5-6 dakika, pembeleşinceye kadar sote edin.
  • Soğanı tenceredeki etlere ilave edin.
  • Yine ara sıra karıştırarak, birkaç dakika daha pişirin. Salçayı katın.
  • Ara sıra karıştırmaya devam ederek, birkaç dakika da salçayı kavurun. Tuzunu serpin.
  • Baharat torbasını ilave edin.Ateşi kısın.
  • Tencerenin üzerine bir tas kapayın, 1 bardak sıcak suyu, tasın kenarından dökün.
  • Tencerenin kapağını sıkıca örtün. Kebabı, ağır ateşte 8-10 dakika pişirin.
  • Tenceredeki malzeme suyunu çekince, kalan 1 1/2 bardak sıcak suyu koyup, yine ağır ateşte, yaklaşık 20 dakika, etler yumuşayıncaya kadar pişirin.
  • Bu süre içinde, ara sıra tencerenin kapağını açıp, etlerin pişip pişmediğini kontrol edin. Gerekirse pişirme süresini uzatın.
  • Bu arada kebap suyunu çekecek olursa, bir miktar sıcak su ilave edebilirsiniz.
  • Kebabın tencereyi ateşten aldığınızda, yaklaşık 1 bardak salçası olmalıdır.
  • Pilav, beğendi ya da püre ile servis edebilirsiniz.


PERŞEMBE

Ispanaklı Köfte



  • 400 gr. kıyma   
  • 1 yumurta
  • 1 soğan
  • Kurutulmuş ekmek
  • 1 kase yoğurt
  • 1 tutam ıspanak
  • Köfte baharı, tuz


  • Kıymanın içine yumurtayı kırın.
  • Soğanı rendeleyin. İçine sıcak suya batırılıp incecik doğranmış ıspanakları ve kurutulmuş ekmek ilave edin.
  • Arzuya göre kaşar peyniri de eklenebilir.
  • Tuz ve baharat ekleyerek köfte şekli verin.
  • Daha sonra tavada pişirin.


CUMA

Patlıcanlı Rulo Köfte


  • 1/2 paket Knorr Köfte Harcı   
  • 500 gr dana kıyma, 2 kez çekilmiş - yarım yağlı
  • 1 buçuk çay bardağı su
  • 3 adet patlıcan, 2 cm kalınlığında şerit halinde dilimlenmiş
  • 5 adet domates
  • 1/2 bağ maydanoz, kıyılmış
  • 1/2 çay bardağı kaşar peyniri, rendelenmiş
  • Ayçiçek yağı


  • Kıymayı, köfte harcı, su ve kıyılmış maydanozla yoğurarak buzdolabında 10 dakika dinlendirin.
  • Ayçiçek yağını kızdırın ve dilimlenmiş patlıcanların her iki tarafını altın sarısı oluncaya kadar kızartarak mutfak havlusunda fazla yağını süzdürün.
  • Domatesleri soyun ve mutfak robotundan geçirerek püre yapın.
  • Patlıcan dilimlerinin içine 1 yemek kaşığı kıyma koyarak rulo yapın ve fırına dayanıklı kabın içine ruloları dizin.
  • Tüm patlıcanlar dizildikten sonra üzerine domates püresi ilave edin ve önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin.
  • Son olarak üzerine kaşar peyniri rendeleyerek servis edin.