Cuma, Nisan 19, 2013

Bon Appetit- Afiyet Olsun




   Bon appetit sözünü ne zaman duysam veya okusam aklıma Julie&Julia gelir. Yazmıştım daha önce bu filmi. Bende yeri ayrıdır. Çok sevdiğim için hediye edilen bu filmi belki 10-12 kez izlemişimdir. Sanki ilk kez izliyormuş gibi de gülerim.


   Bugünkü filmin ismi Bon Appetit. Afiyet olsun. Fakat bu film biraz duygusal, biraz komedi, kendi halinde, güzel vakit geçirmenizi sağlayacak bir film.

   Film, aslında sıradan bir öykü. İçinde yemek geçen filmler her zaman ilgi alanım olmuştur ama bilen bilir bu filmlerin öncüsü Catherine Zeta Jones'un oynadığı Aşk Tarifi'dir.


   Bu film biraz ıssız adam/kadın tarzı bir film olmuş. Film Zürih'te geçiyor. Başrolde oynayan kızımız Hanna, şarap eksperi rolünde ve çalıştığı restoranın sahibi, evli şef ile ilişkisi vardır. Aynı restorana yardımcı şef olarak gelen Daniel ile aralarında bir yakınlaşma olsa da Hanna bu yakınlaşmayı fazla sürdürmüyor hatta 'Ben yalnız olmak istediğim için yalnızım. Seni de sevmiyorum' diyebilecek kadar da geride kalmayı başarıyor. Filmde Hugo isminde İtalyan bir şef daha var ki, benim filmdeki favorim o oldu. Huzur isteyen, ben yemeğimi yapayım, dostlar edineyim diye düşünen, tam bir keyif adamı...


   Ben filmi çok sevdim. Yalnız sadece güzel vakit geçirmek için izlenebilecek bir film. Baştan söyleyeyim. Bir Jean Reno'nun oynadığı  Chef filmi değil, bir Vatel değil.. Ama 1 saat 30 dakikamı keyifli geçireyim, dinleneyim diyorsanız bu film tam da bu anlar için!


   Afiyet olsun diye yazınca aklıma bir hikaye geldi. Cumhuriyetin 75. yılı kutlamaları çerçevesinde Bağdat Caddesi'nde 29 Ekim 1998 gecesi, daha o zaman ben ufacık tefecik bir şeyim. Caddebostan İkiler Et Lokantası hala eski yerinde, 75. yılla, Cumhuriyet'le ilgili tezahüratlar yapılıyor, en büyük Türkiye diye bağırılıyor, marşlar, şarkılar söyleniyor derken kortej tam İkiler'in önünden geçerken, birden bire hep bir ağızdan İkiler'de yemek yiyenlere doğru "Afiyet olsun şak şak şak! Afiyet olsun!" diye tezahürat yapmaya baslamaz mı insanlar! Bir an numayiş başladı sanıp endişelendiyse de yemek yiyenler, sonradan durumu anlayıp, tamamen Cumhuriyet ve kardeşlik coşkusuyla yapılmış bir tezahürat olduğunu anlayıp kalabalığa kadeh kaldırıp afiyetle yemeklerini yemeye devam etmişlerdi; ne de olsa orası Bağdat Caddesi'ydi:)

   İşte bu da böyle bir anımdır:) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder