Perşembe, Mayıs 30, 2013

Kaymak: Cennet Kreması



   Bugün yazının sonunda Cumartesi olsa da gidip yesek diyeceğiniz bir yer yazıyorum:) Fazlası belki zarar ama yine de yemeden duramadığımız bir lezzet bu. Kaymak!


   Pando kaymak Beşiktaş çarşısının içinde 2 masa 1 kasa bir mekan. Girişte sürekli kaynayan bir süt kazanı ve etrafında camekan kenarında kaymaklar, içeride 2-3 adet eski masadan oluşuyor. 

   Sahanda peynirli yumurta harika, çocukluğumda kalma bir lezzet. Tereyağı korkmadan cazırdatılmış önce ardından yumurta kurumadan peynir basılmış, ortaya enfes lezzet çıkmış. Beyaz peynir de çok güzel, çok iyi bir sert Ezine beyaz peyniri. İsteyene sıcak süt de veriyor Pando amca. 'Öyledir adet' diyor çay yerine süt tercih ediyoruz.


   'Nasıl yapıyorsunuz bu kaymağı?' diyorum. Yüzü ciddileşiyor. Süt, tepsilere dökülüp 1 gün bekletiliyormuş. Ertesi gün altı çok az yakılıp hafif hafif pişiriliyormuş. ‘Katiyen kaynatma yok!’. ‘Sonra başlıyor koyulaşmaya ve ardından toplanıyor, işte o görülmeye değer’ diyor.

   Duvarda çerçeveletilmiş gazete küpürlerine göz gezdirdim. İngiliz moda, tasarım ve gezi dergisi Wallpaper İstanbul yazısında Pando'ya yer vermiş. Yine bir Alman gazetesi yarım sayfa ayırmış. Başlık ilginç, 'Der hüter des kaymaks-Kaymakların Efendisi'


   İsrail'den gelen bir profesörün her fırsatta uğradığını ve artık öğrencilerinin de gelmeye başladığını anlatıyor. Biraz İbranice konuştuğunu söylüyor. Yahudilerin çoğu İbranice bilmez, siz nereden öğrendiniz?' diye sorduğumda, 'Anlaşacak kadar bilirim. Fransızca, Rumca ve Ermenice de bilirim. Bulgar olarak Bulgarcayı bilirim. Hanımın snt. Benoit mezunudur o da Fransızcayı çok iyi konuşur.' diye anlatmaya başlıyor. Yabancı bir gazetede 'Pando-Yuanna / Bal-Kaymak' yazmışlar. Pek sevmiş Yuanna o başlığı. 


   1895 kuruluş tarihi. 117 yıldır bu dükkan var. Babası ve dedesi de bu dükkanı işletmiş. Çırağan sarayına süt, yoğurt, kaymak verirlermiş. Atatürk ile ilgili anısını anlatıyor bir de. Dükkan o an boş olunca şahane hikayeler dinleme şansımız oldu.

   Kardeşlerinin Robert Koleji bitirip Boğaziçinde okumalarından arka taraftaki kahvecinin oğluna, Süleyman Seba'dan Hakkı Yeten'e kadar birçok anı... Anlattığı her şeyi yazmak istedim hangisini elesem bilemedim:)

   Tüm gün oturup ondan keyifle anılarını dinleyebilirdim. Zaten kaymak en sevdiğim şey olunca bir yandan kaymak bir yandan en az onun kadar şahane hikayeler ile tüm gün nasıl geçerdi kimbilir.


   Fakat biraz ters biri. Baştan söyleyeyim. Önce kaymaklarına iltifat edin sonra ne istiyorsanız sipariş edin. Yoksa kaymaktan önce iyi bir azar yiyebilirsiniz:)

   Bir şey daha öğrendim burada ben. Süt güğümünde hilesiz bir süt varsa güğümden tiz bir ses çıkarmış. Hileli ise tok bir ses. Süt kesilince içine karbonat atarlar ve sütün kesilmesini önlerlermiş. Ama o sütten de yoğurt olmazmış. Şimdi artık bunlara ihtiyaç duyulmuyor ama hoşuma gitti nedense:)

   Beni asıl şaşırtan 117 yıllık geçmişi ile zamana direnen bu dükkanda Pando Sestako hala kiracı olmasıydı.

   Karnınızı değil şehre ait anılarınızı doyurmak için mutlaka uğrayın. 

Adres veriyorum efendim. 

Mumcu Bakkal Sokak No:5
0212 258 26 16
08.00 - 19.00

1 yorum: