Perşembe, Mayıs 16, 2013

Lokanta Maya



   Didem Şenol'un sahibi olduğu restorana gittim geçen hafta. Karaköy Lokanta Maya. Özellikle seçtim çünkü kitabındaki tarifleri çok beğenerek uygularım hep. 


   Psikoloji eğitimi almış, ama bu işi yapmayacağını daha üniversite ikinci sınıfta anlamış. Sonrasında zamanını hep mutfakta geçirmiş. Önce New York’ta French Culiniary Institute’te aşçılık okumuş ve aynı zamanda fine dining restoranı Eleven Madison Park’ta çalışmış. Türkiye’ye dönünce İstanbul’da Nuteras’ın ufak yemekler konseptini hayata geçirmiş. Tüm bunların yanına bir de otel mutfağında çalışırken başlayan pazar gezme merakı sonucunda ortaya çıkan “Kızınız Defneyi Oğlumuz İskorpite” isimli yemek kitabını yazmış. 

   Şişman bir çocukken öncelikle kendini beslemek için başladığı yemek yapma tutkusu birinin kanatları altında olmaktansa kendi yerim olsun diyerek kendi restoranını açmasına vesile olmuş. 


   Masa örtüsü kullanılmayan öğle yemeği düzeni, turuncu peçeteler, minik teneke saksılar içinde kızarmış ekmek servisi, her şeyi taze her şeyi günlük bir menü. Annemin mutfağı gibi. O gün ne yemek yapılıyorsa restoranın duvarındaki büyük kara tahtaya yazılıyor. Fiyatları da öyle uçuk kaçık değil.

   Menü mevsimlere göre çok değişkenlik gösteriyor. Mücver, ahtapot ve karamelize levrek menüde hep var ama onun dışında kışın ıspanak, pırasa, karnabahar ekliyorlar mesela. Şimdi bahar geldi ya, malzemeler çeşitlendi. Enginar, bakla da var bolca. Yani menü o gün ellerindeki malzemeye göre değişiyor. Ne taze ise, neyin mevsimi ise onu kullanıyorlar.


   Başlangıç porsiyonları biraz küçük ama ana yemekler öyle değil. Ortaya iki başlangıç ve herkes birer ana yemek alabilir. Enteresan seçimler daha çok başlangıçlar arasındaydı biz o yüzden iki başlangıç ve iki ana yemek söyleyip paylaştık. Karamelize soğan ve bademli ılık keçi peyniri üçüncü başlangıcımızdı.
   

   
   Kuzu pirzola tüm gecenin yıldızı. Ayrıca yanında servis edilen harikulade patates püresinden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Yine karamelize soğanla harmanlanmış patates püresinin tadı hala damağımda:) 

   Kekikli Kuzu Kokoreç görünce böyle bir restoranda menüde kuzu kokoreç görünce sipariş etmemek olmaz dedik. Alıştığımız araba tipi kokorece kıyasla fark, şekil olarak çok daha ince sarılmıştı ve kömürde pişirilmemişti.


   Aklımda en çok kalan ise, salatalıklı yoğurt sos ile gelen mücver. Gerçekten su böreği gibi bir mücver. Mücver sufle demek istedim ben bu yemeğe.

   Eskiden haftada 3 gece açıkmış. Perşembe, Cuma ve Cumartesi. Ancak beğenilince Salı ve Çarşamba da rezervasyon almaya başlamışlar.


   Ferah, sevimli ama çok da şık bir lokanta burası. Çok sevdim. Bana göre insanlar gibi lokantaların da bir şahsiyeti var. Bazısı riyakar, sahte, gösterişe düşkün, burnu havada. Maya’ya adım attığınızda ise bir güven duygusu kaplıyor insanın içini. Gidince anlayacaksınız ne demek istediğimi:)

   Adres ise, 


Kemankeş Cad. 35 A    
Karaköy İstanbul
0212 252 68 84

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder