Çarşamba, Mayıs 22, 2013

Haftanın Kitabı 'Yediğim İçtiğim Sizin Olsun'



   Hani derler ya ‘Yediğin içtiğin senin olsun. Ne gördün ne ettin hele bi anlat.’ Feyzan Ersinan Top ise tam tersini yapmış. ‘Yediğim İçtiğim Sizin Olsun’ kitabıyla yediği içtiği ne varsa okuyucularıyla paylaşmış.

  Mutfaktaki mahareti o güne kadar yumurta kırmayı beceremeyen, makarnayı zor haşlayan kız profilinden öteye gidemeyen yazarın hayatı evlendikten sonra yekten değişmiş. Öyle ki Ersinan Top evlendiğinin ertesi günü kolları sıvar ve çok sevdiği eşi için elbasan tava pişirir.

   Ersinan Top’un yemek kitabı çıkarma nedeni ise tamamen duygusal: Yıllardır yediği içtiği ne varsa çocuklarına hatta doğmamış torunlarına miras bırakmak. Dağınık biri olduğunu söyleyen yazar, tariflerini not ettiği defteri kaybedeceğinden emin olduğu için onca zamandır özenle biriktirdiği yerli yabancı birçok yemek tarifini basılı hale getirmeye karar verir.

   Tapaslardan çorbalara, Alaçatı pazarından alınmış yeşilliklerden yapılma salatalardan çocukların seveceği menülere, misafire özel yemeklerden çay saatlik atıştırmalara kadar toplamda 140 tarif bulunuyor.


   En ilgi çeken tariflerinden Hülya Koçyiğit’in şekerli taze fasulyesi, (Koçyiğit’in biyografisini yazdığı günlerde zamanının çoğunu sanatçının evinde geçirmiş. Kendisine taze fasulye pişirdiği için yemeğin ismine kitapta böyle yer vermiş), rezene salatası, fındıklı ve damla çikolatalı kurabiyeler.. Say say bitmez aslında. Kitapta yer alan her bir bölüm için özel dersler almış. Örneğin eti, makoronu ve daha birçok yiyeceği kusursuz pişirmek için o alanlarda Türkiye’nin en iyilerinin kapısını çalmış ve işin ehillerinden küçük ama oldukça önemli sırlar öğrenmiş. 

   Malum makaron son derece kolay gözüken lakin gerek kıvamını tutturmak, çatlamasını önlemek gerekse piştikten sonra tepsiden çıkarmak açısından yapımı ince ustalık isteyen bir tatlı. Ersinan Top makaronları pişirdikten sonra elinizden tepsiyi masaya hafifçe (tak edecek şekilde) bırakmayı tavsiye ediyor. Böylelikle makaronlar yağlı kağıttan zıplıyor ve kolayca kurtulabiliyor. Bir başka enteresan bilgi ise mercimek çorbası ve şekerpare ile ilgili. Sofraların olmazsa olmaz çorbalarından mercimeğe damla sakızı, şekerpareye bir çimdik mahlep katınca çok daha lezzetli oluyormuş.

   Son olarak bir de kitaptan Pavlova tarifi veriyorum ve kitaba mutlaka göz atmanızı öneriyorum.

Pavlova

  • 3 yumurta akı                          
  • 3 çay bardağı toz şeker
  • Bir tutam tuz
  • 2-3 damla limon suyu
  • 1 büyük kase çırpılmış kremşanti
  • 200 gram frambuaz ve böğürtlen karışımı

Frambuaz sosu için:

  • 100 gr frambuaz
  • 2 yemek kaşığı pudra şekeri

Üzeri için:

  • Bir kase taze orman meyvesi
  • Taze nane yaprakları


  • Orta boy bir tenceredeki yumurta aklarını, şekeri, bir tutam tuzu ve limon suyunu çok kısık ateşte, mikserin düşük hızıyla karıştırarak çırpın. 
  • Kıvamı yoğunlaşmaya başlayınca mikserin hızını yükseltin. 
  • Birkaç dakika daha çırpıp ocaktan alın. 10 dakika boyunca çırpmaya devam edin. 
  • Yağlı kağıt serili fırın tepsisine çember kalıbı yerleştirin. 
  • Karışımın üçte birini bu kalıbın içine kaşıkla düzleştirerek yayın. 
  • Diğer katları da aynı şekilde hazırlayın. 
  • 85-95 dakika kadar pişirin. 
  • Fırını kapatıp kapağını açmadan bezeleri soğumaya bırakın. 
  • Frambuaz sos için, frambuazı ve pudra şekerini sos haline gelene dek çırpın.
  • Soğuduktan sonra da oda sıcaklığında 2 saat kadar bekletin. 
  • Her katın arasına çırpılmış kremşanti sürün, meyveleri serpin. 
  • En son, frambuaz sosunu dökün. 
  • Taze orman meyveleri ve nane yapraklarıyla süsleyip servis edin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder