Cuma, Haziran 28, 2013

Simply Irresistible



   Daha önce de demiştim ya keyifle, sevgiyle hatta aşkla yapılan yemekler gerçekten de bir başka oluyor. Sevdiğinize yaptığınızla tek başına yediğiniz yemek arasında büyük fark olmuyor mu sizce de? 

   Yemek yapmayı zaten severim. Bana hiçbir zaman yük gibi gelmemiştir. Yalnız hazırladığımda  da mutlaka özenirim ama sevdiklerime yapıyorsam eğer daha bir keyif alıyorum. Kalabalık yenen yemeklerin verdiği hazdan mıdır yoksa sonunda beğenileceğini düşünmekten midir bilmiyorum ama ben sevdiğim birine yemek yaptığım zaman lezzeti mutlaka farklı olur.


   Mutfak konulu filmler izlerken de eğer film kahramanı şef ise kendimi koyarım yerine:) Ben olsaydım karşımdakine şöyle derdim ya da şu yemeğe şunu katardım gibi belki size saçma gelebilecek ama benim için eğlenceli hale getiririm. Belki de kendi yerimde şef olma hayalimden kaynaklanıyordur bilemem.


   Dün izlediğim filmde de kahraman aşık olduğunda yaptığı yemekler daha lezzetli oluyor. Demekki gerçekten de böyle bir şey varmış:)

   Filmin konusunu çok kısa bir şekilde anlatacağım. Zaten kelimelerle süslemeye gerek yok. Neşeli bir film izleyeceksiniz. Biraz da romantik. Hatta fantastik de:)


   Ailesinden geride tek kalan lokantayı işletmeye çalışan Amanda, yemek pişirme konusunda pek de başarılı değildir. Müşterilerinin sadece geçmişten kalma birkaç kişinin olduğu bu lokanta iş yapmadığı için satılma tehlikesi altına girer.


   Bu arada Tom ile tanışan Amanda aşık olunca inanılmaz güzel yemekler pişirmeye başlar, hissettiği duygular yemeklerine de yansır.

   Hikaye bundan sonra daha da güzelleşir.


   1999 yapımı filmin oyuncuları, Sarah Michelle Gellar ve Sean Patrick Flanery. Oyunculara değil de konuya odaklanırsanız ekler ve armutlu tatlılardan ya hemen yapmak isteyeceksiniz ya da sipariş vermemek için kendinizi zor tutacaksınız. Ben şahsen kendimi tutamadım ve ekler yapıp afiyetle yedim:)

 

2 yorum: