Pazartesi, Kasım 25, 2013

Dave & Buster's Bize Dar Gelir Aman Amaan





   'Oh ne güzel! Kışı da hiç sevmem zaten. Gittiğim yer hep sıcacık olacak. Bütün yazlıklarımı giyerim. Kalın bir şeye de gerek yok zaten. Yeni aldığım botlarıma doyamadım, alayım artistlik olsun diye giyerim' dedim. Artistliği bırakın babet giysem ayacıklarım buz gibi oluyor. Dün giydim kapıdan evin önündeki arabaya koşana kadar vıcık vıcık oldum. Üstümden hırka zaten eksik olmuyor. İstanbuldakiler benden daha bronzdur kesin. Çok dertliyim a dostlar! Ne hayallerle geldim nelerle karşılaştım. 





   San Diego'da Dave&Buster's diye bir yere gidiyorduk. İster oyun oyna, ister yemek ye, istersen masmavi ışıklar altında bowling oyna. İstersen parti düzenle ya da sadece maç izle. Dev gibi bir alan. Cumartesi akşamı buradaki Dave&Buster's a gittik.





   Abiciğim baskette gösterdi hünerlerini. Kendi halinde oynayan adamlarla yarışıp kazandı. Adamlar pişman oldu oynadıklarına. Ben de fena oynamadım hani. Ama en sevdiğim korku şeysi olanıydı. Dark Escape ismi. Giriyorsun içine. Perdeler kapanıyor yandan. Koca ekranda canavarlar çıkıyor sağdan soldan. Onları öldürmeye çalışıyorsun önündeki koca tüfekle. Ama koltuk sallanıyor bir yandan yukarıdan hava pıslıyor. O canavar aşağıdan bir anda çıkınca çığlığı bastık tabii. Birkaç kişi perdeyi açıp 'neye bağırıyor bunlar' diye merak edip bizi izledi. Sonra bir de Temple Run var. Telefonda beceremediğim oyunu bileti çok veriyor diye tekrar oynayayım dedim. Evet hala beceriksizim bu oyunda. Sadece ve sadece 2 bilet aldığımdan anlamış oldum.






   Sonra bir sürü biletimiz oldu. Kazandığımız o biletlerle gidip Wonka sakız, ufak bir yastık ve şekerleme alıp çıktık:) Kendimi o kadar yırttım biletler için ama ala ala sakız alabildim. Ama nasıl bir hırs yapmışsam (hep böyle dandirik şeylere hırs yaparım zaten ben) 10 yaşındaki bir çocuğun oynadığı oyuna gözümü diktim. Yenilsin de kalksın başından diye tepesinde dikiliyorum. Baktım yarım saat kartı basıp basıp tekrar oynuyor, kalkmıyor başından. Bıdı bıdı konuştum. 'Öyle yapmayacaksın, dur acele etme. Ne yapıyorsun yahu öyle değil' derken en sonunda suratını asıp ayrıldı. 'Nihaha! Türküm ben oğlum! Yapıştık mı istediğimizi elde edene kadar bırakmayız' dedim içimden ve kıs kıs güldüm arkasından.





   Yediğim koca bonfile arkasından oyun oynamak zor olsa da insan kendini çok kaptırıyor. Çok fena bir şey bu vallahi! Para tuzağı resmen..





   Desem de ciddi olduğumdan değil. Çok güzeldi! Oh canıma değsin! Amerika'ya gelip de gitmeyen varsa kendine ayıp eder benden söylemesiii!

   

   

   

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder