Cuma, Mart 29, 2013

Penelopeli Woman On Top




   Penelope Cruz çok beğendiğim biri değil. Fakat mutfak konulu filmleri araştırırken rastladığım bu filmin başrol oyuncusu kendisi. İzlemek farz oldu artık beğenmezsem kapatırım' diye kendimi avuturken bir bakmışım ki film bitmiş.

   Eğlenceli mi eğlenceli hatta romantik ve hatta komedi. Bunların yanında en önemlisi mutfak ve yemek görüntüleri bol miktarda mevcut.


   Filmin konusunu anlatayım ben size. 

   Isabella ve Toninho Oliveira, deniz kıyısında lokanta işleten Brezilyalı evli bir çifttir. Tutkulu bir aşk yaşamaya devam eden çiftin evliliğini iki şey sarsmaktadır. Birincisi Isabella yaptığı leziz yemekleriyle lokantanın kalitesini arttırmakta fakat tüm bu ünü kocası kapmaktadır. İkincisi ise Isabella'nın seks dahil olmak üzere her şeyde kendisinin hakim olma isteğidir. Kendisi çok güzel bir genç kadındır fakat çocukluğundan beri bir hastalığı vardır ve bundan ancak bir Vodoo büyüsü sayesinde kurtulmuştur. Tempolu hareketler yapamamaktadır. Ailesi Yemenja adlı okyanus tanrıçasına dua ederek onu bu dertten kurtarmak istemişler o da bu genç kıza çok iyi yemek yapma gücünü vererek avutmuştur. 


   Kocası ise Isabella'nın hastalığından bıkar ve onu aldatır. Bunu öğrenen Isabella kocasının yaptığını kendine yediremez ve pılını pırtısını toplayıp Amerika'ya arkadaşı Monica ile yaşamaya gider. Burada yıllardır hayalini kurduğu kendi lokantasını açma planını gerçekleştirmeyi düşünür.
   Isabella'nın tek amacı çok iyi bir şef aşçı olmak ve dünyaca tanınmaktır. Fakat ilk görüşte aşık olduğu Toninho yüzünden bu hayalleri suya düşer.
   


   Dışarıda becerileri ile kariyerini yükseltebileceği kocaman bir dünya ve kendisine aşık olabilecek yığınla erkek vardır...
Fırsatlar ülkesi Amerika onu beklemektedir. Nitekim soluğu San Francisco'da alır. Sonrasını anlatmayacağım. Olur da merak edip izlerseniz pişman olacağınızı sanmıyorum. Keyifli bir film. 


   Ben tatilime devam ederken size iyi hafta sonları! :)


Perşembe, Mart 28, 2013

En İyi Et Lokantaları




   Bugün Türkiye'nin en iyi et lokantalarını yazıyorum size. Ben bir kaç tanesine gittim. Ama Antep'e özellikle gitmek istiyorum. Bir de Urfa'ya. Gidip o güzelim yemeklerini yemek istiyorum. Aşağıdaki restoran ya da lokanta haricinde eminim muhteşem lezzette yemekler yapan yerler vardır. Bilen varsa, öneren olursa pek mutlu olurum:)

DEVELİ

Arif Develi 1966’da İstanbul Samatya’da bir lokanta açtı. Bu Develi başta 100 kişilikti. Ancak o kadar ilgi gördü ki şu anda 1200 kişiyi ağırlayabilecek kapasitede. Kuzu eti kullanıyorlar. Develi’de en çok tercih edilen et çeşitleri pirzola, bonfile, şiş, kuzunun bonfile bölümünü oluşturan küşleme. Kebap çeşitleri ve Antep ev yemekleri de sunuluyor. Müdavimleri arasında Türkan Şoray, Şener Şen, Uğur Yücel, Mustafa Oğuz, Deniz Baykal, Behzat Gerçeker gibi isimler var. Ortalama kişi başı fiyat 50-55 TL. Her gün 11.00-24.00 arası açık.


BEYTİ
Eskimeyen klasik

Beyti, 1940’lı yıllarda Küçükçekmece’de açıldı, daha sonra bugünkü mekanına yani Florya’ya taşındı. Sahibi Beyti Güler. 450 kişilik kapasitesi var. Kuzu kol tandır, döner, beyti kebabı tavsiye ediliyor. Beyti usulü karışık ızgara tabağında 4 çeşit et var. Etin yanında garnitür olarak patates püresi, patlıcan beğendi, ıspanak beğendi, zeytinyağlı ve mantarlı pilav veriliyor. Ünlü müdavimleri arasında Süleyman Demirel, Kadir Topbaş, Ali Babacan, Muammer Güler gibi isimler var. Ağır yani:) Ortalama kişi başı yemek 75 TL. Pazartesi hariç her gün 11.30-24.00 arası hizmet veriyor.


MABEYN
En çok külbastı yeniyor

İstanbul Altunizade’deki Mabeyn Restoran 2003 yılından beri hizmet veriyor. Sahibi Mustafa Demircan. Kapalı salon 300, bahçe 250 kişi kapasiteli. Et çeşitleri arasında bonfile, dana ve kuzu pirzola, külbastı var. En çok külbastı ve bonfile yeniyor. Mönüde özellikle Güneydoğu bölgesinin yemekleri de bulunuyor. Müdavimleri arasında Mehmet Barlas, Mehmet Ali Yalçındağ, Can Kıraç, Murat Ülker, Aziz Yıldırım ve Hayduk Koray var. İçki dahil bir kişi ortalama 75 TL ödüyor. Haftanın her günü 12.00-24.00 arası açık.


DÜKKAN
Etler 28 gün dinleniyor

2004’te Küçükarmutlu’da açılan Dükkan, Türkiye’nin en ünlü kasaplarından biri. Sahipleri ODTÜ mezunu Emre ve Bülent Mermer, yanında Steakhouse adını taşıyan bir et lokantası da işletiyor. 50 kişilik mekanda 10 et çeşidi var. Kemik üzerinde 28 gün özel odalarda dinlendirilen, yumuşak Dry Aged Beef çeşitleri meşhur. New York steak, T-bone steak de seviliyor. Dükkan’a özel dana bacon, sosis, salata, patates, fırınlanmış soğanın da tadına bakabilirsiniz. Etler kömür ızgarasında pişiriliyor. Ortalama kişi başı fiyat 60-80 TL. Ferit Sahenk, Nil Karaibrahimgil, Oğuz Satıcı, Fadi Nahas gibi müdavimleri var. Her gün 12.00-24.00 arası açık. Nişantaşı’nda da şubesi var. 


GÜNAYDIN 
Kebap ve lokanta iç içe

İstanbul İstinye Park’ta Pazar Yeri’nde. Ünlü kasabın bu şubesinde hem et alabilir, hem de istediğiniz eti pişirtip dükkanın önündeki masalarda yiyebilirsiniz. Izgaraya konan etler çok özel işlemlerden geçiyor. Bonfile, antrikot, kuzu sırtı, füme kuzu tavsiye edilir. Günaydın’ın sahibi Cüneyt Asan çiftliğinde yetiştirdiği süt danaların etlerini sunuyor. Ünlü müdavimleri arasında Ferhat Göçer, Mustafa Sandal, Gülben Ergen, Yılmaz Erdoğan, Özcan Deniz, Alex De Souza, Kenan Doğulu, Beyazıt Öztürk var. Kişi başı 40-50 TL. Her gün 11.00-23.00 arası açık. 


BIG CHEFS
Etler 3 santim kalınlığında

Gamze Cizreli’nin işlettiği Big Chefs bir buçuk yıl önce hizmete başladı, dördü Ankara’da, biri Gaziantep’te beş şubesi açıldı. İki şube de İstanbul’da yer alacak. Mönüdeki “steak house” bölümü çok beğeniliyor: T-bone steak, ızgara antrikot, mantarlı ızgara dana bonfile, dana pirzola ve Newyork steak gibi yemekler var. Ücretleri 27-29 TL arasında değişiyor. Etler 3 - 3.5 santim kalınlığında. Suyunu kaybetmemesi için az ve orta pişmiş olarak servis ediliyor. Süt danasından hazırlanıyor. New York steak demi glace sosla yapılıyor, üstünde arpacık soğanlar var. Tahta tabakta servis ediliyor. Etler Celal Bayramoğlu ustanın elinden çıkıyor.


NOSTALJİ ANTEP SOFRASI 
Parktaki kebapçı

Gaziantep’te 100. Yıl Parkı’nda bulunan Nostalji Antep Sofrası, etleriyle tanınıyor. Aynı zamanda çay içilip okey ve kağıt oynanabilen bir mekan. İşletmeci Mehmet Aslan, müşterilerini park içinde, yemyeşil bir ortamda ağırlıyor. Kuşbaşı, kıyma, patlıcanlı kebap, ali, nazik, altı ezmeli kebap, sadrazam kebap, sarma beyti, keme kebabı, yoğurtlu kebap gibi yemekleri var. Tabii yuvarlama, ekşili köfte, Antep dolması gibi başka yerel tatları da burada bulabilirsiniz. Pazar günleri de kahvaltıda açık büfe kuruluyor. Öğretmenevleri Mahallesi 100. Yıl Kültür Parkı/ Şahinbey.


İMAM ÇAĞDAŞ 
Kebabın mabedi

Antep Uzun Çarşı, ya da diğer adıyla Bakırcılar Çarşısı’ndaki yeni yerine taşınan İmam Çağdaş yine kebabın kalesi. 1887’de açılan lokantayı İmam Usta’nın torunu Burhan Çağdaş yönetiyor; ancak İmam Usta’nın oğlu Talat Çağdaş da ilerlemiş yaşına rağmen oğluyla hâlâ ocağın başında. Ali Nazik, soğan kebabı, patlıcan kebabı, keme kebabı, yenidünya kebabı, altı ezmeli kebap, sebzeli kebap, simit kebabı, Çağdaş’ta tadabileceğiniz kebaplar. Küşneme et az çıktığı için sadece sipariş edenlere sunuluyor. Burhan Çağdaş, kebaptaki lezzeti erkek koyun eti kullanmalarına ve eti zırh denilen büyük bıçaklarla kıymalarına borçlu olduklarını söylüyor. İmam Çağdaş aynı zamanda tatlılarıyla da meşhur. Eski Hal Civarı Bakırcılar Çarşısı No: 49 Şahinbey. 


PARK ŞAMDAN 
Yıllardır aynı kaburga

Nişantaşı’nın klasikleşmiş restoranı Park Şamdan 1982’de açıldı. Sahibi Ersoy Çetin. 120 kişilik kapasitesi var. Yıllardır mönüsünde değişmeyen kuzu kaburga ve külbastı ile iddialı. Dana kaburga, porçini mantar soslu bonfile, pirzola, Cafe de Paris soslu file et, Robespierre usulü ince dilinmiş bonfile de sevilen et çeşitleri. Müdavimleri arasında Mustafa Koç, Sinan Dereli, Faruk Süren, Güler Yiğit ve Yıldırım Demirören var. Pazar hariç her gün 12.00-15.30 ve 19.00-24.00 arası açık. Ortalama kişi başı fiyat 70-120 TL. 



   Ben açıkçası fazla sosyetik olanı değil de daha kıyıda köşede kalmış, lezzeti fazla keşfedilmemiş yerlerde yemeyi daha çok seviyorum:) Gerçi öyle bir yer de kalmadı artık. Duyulduğu an değişime uğruyor, hem mekan hem çalışanlar.

   Yine de gittiğimde kendimi rahat hissedeceğim yerler hep tercih sebebim oldu. Eğer listeyi uzatmak istiyorsanız siz de yazın bana. Tavsiye olur, gidip denerim:)

   Bugünden itibaren güzel bir tatile giriyorum ben. Kısa ama verimli bir tatil olacak:) Sevdiklerimle, dostlarımla kalabalık bir grup olarak İstanbul'dan biraz uzaklaşıyoruz. Heyecanlıyım biraz. Ama yarın yazım sizlerle olacak. Hepinize keyifli ve bol lezzetli günler:)

Çarşamba, Mart 27, 2013

Nisan Workshop Takvimi




    EKS, Culinary Institute ve MSA'da Nisan ayı içinde şahane workshoplar var. Katılanlar bilir hep çok keyifli vakitler geçiriliyor orada. Ben de sevdiğim bir yemek olursa hiç kaçırmamaya gayret ediyorum. Çünkü tanımadığınız insanlarla birlikte paylaşım oluyor ve eğer kafa dengi ise yanınızdakiler o günün nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.


   Ben de sizin için hangi okulda ne var araştırdım. İstanbul Culinary Institute çok güzel programlar hazırlamış. 2 saat grup koçluğu, 2 saat şefimizin eşliğinde yemek pişirme ve 2 saat pişirdiklerimizi birlikte yerken paylaşım ve koçluktan oluşan 6 saatlik keyifli bir çalışma olarak açıklamışlar bu programı. Sizi hayatınızı marine etmeye, istediğiniz baharatı eklemeye, dinlendirip pişirmeye ve oturup afiyetle yemeye davet ediyorlar yani:)
   Grup çalışması: İhtiyaçlarım – Hayatta Neye Açım ?
   Farkındalıkla pişirme: Hissettiklerim – Yaşamımın Mutfağında Ne Pişiriyorum?
   Paylaşma: Yaşamla İlişkim – Pişirdiklerimi Nasıl Yiyorum? 

   olarak düzenlenen bir workshop olacak. Fiyatı ise 275 TL.

   Yine aynı okulun Glutensiz Lezzetli Ekmek Yapımı kursu var. 5 Nisan günü. Gaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi sindirim sistemi bozukluklarının yanı sıra ödem, halsizlik, depresyon, kuru bir cilt, eklem ağrıları gibi problemlerinizin sebebi yetersiz beslenmenin yanında buğday, çavdar, kepek gibi bazı tahıllarda bulunan gluten olabilir.
   Gluten ve sağlığınız için neden kötü olabileceği hakkında daha fazla şey keşfetmek, ekmek ve size kendinizi iyi hissettiren yiyeceklerden uzak kalmadan nasıl glutensiz bir diyet uygulayacağınızı öğrenmek için bu kursa katılabilirsiniz. Fiyatı 120 TL.


   EKS Mutfak'ta 23 Nisan'da çocuklar için workshop düzenleniyor. Uğur Böcekli Mini Pizzalar, Vitaminli Pizzacıklar, Civciv Patatesler, Yıldız Kurabiyeler yapılacakmış. Fiyatı 75 TL. Bence çocuğunuz için o gün yapılacak en güzel organizasyonlardan biri olur. 


   Gelelim benim okuluma. Tabii workshop denilince ilk MSA'ya bakarım. Neler var bu ay diye. 20 Nisan Cheesecake kursu varmış. Yaşasınn! Kıvamı bir türlü tutmayan cheesecake sendromuna son! Vişneli mascarpone cheesecake, çikolata kurabiyeli muzlu cheesecake bir de New York style cheesecake yapıyorsunuz ders boyunca. 

   Son olarak da Antica Locanda'nın şefi Gian Carlo Talerico ile düzenlenen workshop! Buna katılmadan edemeyeceğim. Kendisi hem yakışıklı hem başarılı hem de yemek yaparken izlemesi keyif veren şeflerden biridir:) İtalya'nın lezzetlerini İtalyan bir şefle hazırlamak başlı başına güzeldir değil mi?

   Menüde ise neler var neler.


Sformatina di melanzane alla parmigiana con pomodoro fresco, mozzarella di bufala e basilico- Campana
Fırında patlıcan, taze domates, buffalo mozzarella peyniri ve fesleğen ile
Risotto alla zafferano con porcini freschi mantecato al burro e parmigiano reggiano- Piemonte
Taze porcini mantarlı ve safranlı risotto        
Costolette di agnello scottadito al profumo d'aglio e rosmarino- Lazio  
Sarimsak ve biberiye çesnili kuzu pirzola
Cappuccino di panna cotta con crema al caramello- Lombardia   
Cappuccino’lu panna cotta, karamel sosu ile 

   Bu workshop'a gitmek istiyorsanız 20 Nisanı beklemeniz ve bir kenara 150 TL koymanız gerekiyor efendim:)

   Sushi, çıtır ekmekler, Tapas, Çikolata Butiği... Nisan ayında MSA bayağı başarılı workshoplar düzenliyor. Ben gideceklerimi seçtim. Ücretini bir kenara koydum. Bir aksilik çıkmazsa bu ay MSA'dan çıkamayacağım:)

   Yarın görüşmek üzere, çoookk mutlu olun hepiniz..


 

 

 

 

Salı, Mart 26, 2013

Gizem'in Mutfak Aşkı




   Gizem Özdilli'yi fazla sevmem, çok da bilmem. Ama yemek kitabı çok hoşuma gitti. İlk kez geçen hafta merak edip neler var diye kurcaladım. Koyduğu her tarifin kalorisini yazmış. Ve nasıl daha az kalorili olup daha lezzetli yemekler yiyebiliriz öyle güzel açıklama yaparak yazmış ki herkesin faydalanmak isteyeceği bir kitap olmuş. 

   
   Hatta o kitaptan birkaç tarif yazdım size dün. Hem lezzetli hem az kalorili yemekleri toparlamış. Twitter'dan yayınlamaya başlamış önce. Sonra hayranlarından gelen tarifleri toparlamış. Ve bu kitap böyle çıkmış ortaya.

   En güzeli de işte o yediğiniz her yemeğin bir porsiyonundaki besin değerini biliyor olmanız. Yani yediğiniz yemekle birlikte kaç kalori aldığınızı biliyorsunuz. Kitapta toplam 94 adet tarif var. Bunlardan 80 i kendisine ait, 7 adet Twitter takipçilerine, diğer 7 tarif de Ankara ve İstanbul'dan sevdiği restoranların aşçılarına ait.  Kitap etler, tavuklar, balıklar, sebze yemekleri, makarna-pilavlar, tatlılar, tuzlular olarak kategorize edilmiş ve 7'den 77'ye derler ya işte öyle herkesin kolaylıkla yapabileceği yemeklerden oluşurken zahmetli yemeklere merakı olanların da keyif alacağı tariflerle hazırlanmış.

   Kendisine ait olan tariflerde Dr. Murat Baş'ın hazırladığı, kalori miktarlarını yazan notlar sayesinde bir diyet uyguluyorsanız ona uygun bir tarif seçebilirsiniz. Hatta farklı bir bölüm arıyorsanız astroloji uzmanı ile hazırlanmış burçlara göre mutfak ve sofra tüyolarını bulacaksınız. Bu kısmı ile ilginç olmuş ama kitabın işe yarar olduğu kesin.


   Kapak çekimlerinde mankenin kendisinden kısa olması yüzünden takoz üstünde poz vermesi biraz garip kaçsa da kitabın değerinden pek bir şey eksilmemiş. Bu işin magazinsel kısmı. Hatta bence bayanın hayatında yaptığı en iyi şey bu kitap olmuş sanırım:)

   Ben Gizem Özdilli'ye ait bir tarif veriyorum ve sporuma kaçıyorum:)


Pekmez Soslu Kaburga 

  • 750 gr kuzu kaburga
  • 1 tatlı kaşığı kurutulmuş mantar tozu
  • Tuz, karabiber
  • Sıvı yağ

Sos için,

  • 3 çorba kaşığı pekmez
  • 3 tatlı kaşığı acı pul biber
  • 3 diş sarımsak
  • Zeytinyağı


  • Kaburgayı tavaya yerleştirin. Üzerine az sıvı yağ dökün. Alt üst çevirerek biraz kızartın.
  • Bir müddet kızarttıktan sonra yağlanmış fırın tepsisine alın.
  • Sos için, karıştırma kabına sarımsakları ince ince doğrayın. 
  • Üzerine pekmezi ilave edin. Sonra zeytinyağını ve pul biberi katıp karıştırın.
  • Hazırladığınız sosu tepsideki kaburganın tamamına sürüp yedirin. 
  • Önceden ısıtılmış 190 derecelik fırında pişirin.
  • Et piştikten sonra kaburgaları dilimleyerek servise hazırlayın.
  • Afiyet olsun.








Pazartesi, Mart 25, 2013

Tatlısıyla Tuzlusuyla Haftanın Menüsü




   Bir zamanlar en yakınınız olan insanlar bir bakmışsınız artık sokakta gördüğünüz insanlar kadar yabancı olur sizin için. Ama içinizde yarattıkları hayal kırıklıkları hiçbir zaman geçmez. Belki eskisi kadar acıtmaz ama o yara hep sizinle kalır. Benim de içimde bir yara açıldı. O yara uzun zaman kapanmayacak gibi görünüyor. 

   Ama bir gün geçeceğini de biliyorum. Her şey eskide kalacak. Eskiden her şeyi yapabileceğim insan gerçekten de anı olarak kalacak. Ve canım artık acımamaya başlayacak.

   Umuyorum. Dua ediyorum. Ve sadece mutlu olmak için yaşamaya çalışıyorum. Zaman gerek sadece.. Birazcık zaman. Sonra her şey çok güzel olacak. Hayat bu. İyi veya kötü. Güzel veya çirkin. Bazen her ne kadar 'bu kadarını da hak etmiyorum' desek de yaşamanın böyle bir şey olduğunu öğreniyoruz işte.

   Ve yazarken fark ediyorum ki kendimde o gücü hissediyorum. Eskiden olsa daha farklı karşılayacağım durumu 'tamam böyle oldu, şimdi kendim için, daha mutlu olabilmek için ne yapabilirim?' diye düşünerek toparlamaya çalışıyorum. Ayaklarım daha sağlam basıyor yere... Tüm başımıza gelenler bunu öğrenmemiz için belki de..

   Hayat bana güzel şeyler yaşatsın diye dua ediyorum. Herkes mutlu olsun. Herkes sevdiğiyle olsun. Ama pişmanlıklar olmasın yeter ki..

   Haftanın menüsünü de yazıp bugünlük aranızdan ayrılıyorum. Yarın görüşmek üzere...


PAZARTESİ

Buğdaylı, Biberiyeli Tavuk Güveç


  • 6 adet tavuk but (derisiz, kemiksiz, 2 ye bölünmüş)
  • Birer çorba kaşığı zeytinyağı ve tereyağı
  • 2 adet dilimlenmiş soğan
  • 2 diş sarımsak, ezilmiş
  • 2 dal biberiye, saplarından ayrılmış
  • 1 çorba kaşığı balsamik sirke
  • 2 çorba kaşığı buğday
  • 500 ml. tavuk suyu
  • 250 gr patates, soyulmuş ve elma dilim kesilmiş
  • Küçük bir demet maydanoz, doğranmış

  • Fırını 190 dereceye ayarlayın.
  • Derin tencerede veya döküm demir tencerede tavuk butlarını az zeytinyağı ve tereyağı ile altın rengini alana kadar kızartın, kenara alın.
  • Aynı tencereye soğanları koyun, yumuşayana kadar pişirin.
  • Sarımsak ve biberiyeyi ekleyin. 1 dakika pişirin.
  • Balsamik sirkeyi ekleyin. 1 dakika daha pişirin ve tavuk suyu ile birlikte tüm malzemeler kaynama noktasına gelince kapağını kapatıp fırına alın. 1 saat pişirin.
  • Üzerine maydanoz veya dilerseniz ekmek kırıntısı serperek servis edin.

SALI

Beyaz Şaraplı Fırın Levrek


  • 2 adet büyük boy levrek
  • 3 adet limon suyu
  • 1 su bardağı beyaz şarap
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı sebzeli çeşni
  • 4 adet defne yaprağı
  • Yarım çay kaşığı karabiber

  • Levrekleri fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine bıçak yardımı ile çizik atın.
  • Bir kasede zeytinyağı, limon suyu, şarap, karabiber ve sebzeli çeşniyi iyice karıştırın.
  • Hazırladığınız karışımları balığın üzerine gezdirin.
  • Karın kısımlarına defne yapraklarını koyun.
  • Önceden ısıtılmış fırında 30 dakika kadar pişirdikten sonra yeşillik ile birlikte servis edin.

ÇARŞAMBA

Yoğurt Soslu Tavuk


  • 500 gr kuşbaşı tavuk göğsü
  • 4 yemek kaşığı tereyağı
  • 2 yemek kaşığı un
  • 2 adet havuç
  • 2 adet pırasa
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı sebzeli çeşni
  • Yarım çay kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber

  • Tereyağını tencerede eritin.
  • Kuşbaşı tavukları orta ateşte renk alana kadar kavurun.
  • İncecik kıydığınız pırasa ve küçük küpler halinde kestiğiniz havuçları tencereye aktarıp karıştırın.
  • Unu, sebzeli çeşniyi, karabiberi ve pul biberi ekleyerek sebzeler yumuşayana kadar pişirin.
  • Küçük bir kapta süt ve yoğurdu bir çırpıcı yardımı ile karıştırın.
  • Pişmeye yakın, hazırladığınız sos karışımını tavuğa ekleyin ve hızlıca karıştırdıktan sonra kısık ateşte 5 dakika kadar pişirin.
  • Bekletmeden sıcak olarak servis yapın.

PERŞEMBE

Susamlı, Şehriyeli Kadınbudu Köfte


  • 1/2 kg kıyma                                                     
  • 2 adet kuru soğan
  • 1 adet yumurta
  • 1 çay bardağı arpa şehriye
  • 1 su bardağı kıyılmış maydanoz
  • 1 çorba kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • Tuz

Kızartmak için,

  • 2 adet yumurta
  • 1 su bardağı un
  • 1 su bardağı galeta unu
  • 1,5 çay bardağı susam
  • Yarım su bardağı sıvıyağ

  • 1 su bardağı suyu kaynatın ve şehriyeyi ekleyerek yumuşayıncaya kadar pişirin.
  • Soğanı çok ince kıyın ve tüm köfte malzemelerini geniş bir kaseye koyarak yoğurun.
  • Elinizle parçalar kopartın ve yuvarlayarak şekil verin.
  • Hazırladığınız köfteleri yarım saat buzdolabında üzerini kapatarak dinlendirin.
  • Yumurtayı çırpın, köfteleri sırasıyla önce yumurtaya, una ve susamla karışık galeta ununa bulayarak kızgın sıvıyağda kızartın.

CUMA

Akdeniz Spagetti


  • 1 paket spagetti
  • 200 gr karides
  • 200 gr midye
  • 200 gr ahtapot
  • 1 çorba kaşığı sirke
  • 6 çorba kaşığı zeytinyağı
  • Yarım çay kaşığı safran
  • 1 tatlı kaşığı zerdeçal
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı biber
  • 2 çorba kaşığı ezilmiş sarımsak
  • 1 demet maydanoz
  • Tuz


  • 1 su bardağı sirkeli suda ahtapotu haşlayın.
  • Ayrı bir tavada zeytinyağında sarımsak, karides, midye ve baharatları kavurun.
  • Ahtapotu ekleyerek soteleyin.
  • Baharatları ekleyin ve süzülmüş makarnayı ilave ederek 3-4 dakika tavada çevirin.
  • Maydanoz serperek servis edin.


   Fotoğraf ekleyemedim. Özrü borç bilirim.











 

Cuma, Mart 22, 2013

The Ramen Girl




   Bu filmi yanlış zamanda izlemişim. Gecenin bir vakti izlememem gerekiyormuş. Çünkü canın Ramen çektiğinde kalkıp öyle hemen hazırlayamıyorsun:)


   Daha önce izlediğim ve notlar aldığım bir filmdi The Ramen. Sonrasında 'Ne yesem makarna mı yapsam yok olmaz açık yer bulabilir miyim sipariş etsem en yakın lezzette bir şeyi olur mu acaba' diye evin içinde dolandım durdum resmen. Yani siz de ya yemeğinizi yedikten sonra izleyin ya da yapın yerken yanında bu filmi açın:)

   Efendim filmin konusu şöyle, Abby (Brittany Murphy) erkek arkadaşının arkasından Tokyo'lara kadar gelmiş ancak bir yere bağlanmaktan kaçak nalçakk erkek arkadaşı Ethan (Gabriel Mann) tarafından terk edilmiş bir Amerikalıdır. 


   Kendini Tokyo'da yapayalnız ve ne yapacağını bilmez bir halde bulan Abby, evinin balkonundan bir Ramen dükkanı görür. Şaşkın bir halde dükkana girer. O kadar yalnızdır ki dükkanın sahiplerinin dediklerinden hiçbir şey anlamamasına rağmen konuşmaya ve ağlamaya başlar.


   Bu durumla karşılaşan dükkan sahipleri ona acır ve Ramen ikram ederler. Abby yemeğe bayılır ve her gün buraya gelmeye başlar.

   Şef'in eşi ayağını incitir ve Abby ona yardım ettikçe hayat yolunun bu olduğunu keşfeder. Yapması çok zor olmasına rağmen bu yemeği öğrenmek ister. Şef Maezumi'yi (Toshiyuki Nishida) ikna etmeyi başarır, sıkıcı işinden istifa eder ve dükkanda çalışmaya başlar. 

   Bu arada Abby, Toshi adında bir  Zainichi ile (Japonya’da yaşayan Koreli) tanışır. Ethan’dan sonra doğru kişiyi bulduğunu düşünürken tipik bir Japon olan Toshi, firmasının emirlerine karşı gelemez ve Şangay’a gitme kararı alır. Toshi onunla birlikte gelmesini istese de Abby Ramen dükkanını bırakmak istemez. 


   Şef, Abby’ye acımasızca davranır ve sadece temizlik işleri yaptırır. Ancak bu eğitimin bir parçasıdır. Sert biri gibi gözükse de çok duygusal bir insan olan Maezumi alışılmamış bir durum olmasına rağmen bu sarışın kadına Ramen yapmayı öğretecektir. 


   Ancak Abby, ne yaparsa yapsın Ramen’in çorbasını tam anlamıyla tamamlayamamaktadır. Bir şeyler eksiktir ve o da ruhtur. Abby, aşklarının onu terk etmesinin acısıyla o kadar doludur ki yemeğe ruhunu katamamaktadır. ( Gerçekten de böyle bir şey var arkadaşlar. Tarafımdan kanıtlanmıştır:) ) 
   Babasının sürekli söylediği gibi maymun iştahlı biri olmadığını göstermek için ve hayatının bu yeni çizgisinde istediği işi yapmaya kafaya koyan Abby asla pes etmeyecektir.

   Oyunculuklar çok başarılı değil ama Brittany Murphy için izlenebilir:) Keyifli vakit geçirmek ve Japon mutfağını görmek istiyorsanız sizin için ideal bir film. Mutfaklarının güzelliğine dikkat edin izlerken lütfen. Çok duygusal değil, olaylar tamamen komik bir dille anlatılmış.


   Ustası ile birbirlerini hiç anlamadan film boyunca karşılıklı konuşmaları gülmek için bir sebep en azından.

   Cuma film günü de böyle bir filmle geldim karşınıza. Pazartesi görüşmek üzere.  

 

Perşembe, Mart 21, 2013

Tarihi Kısıklı Fasulyecisi




   Kuru fasulye dediğimiz zaman akan sular durur. Çünkü sevmeyeni yoktur. Değil mi? Var mı 'Ben kuru fasulye sevmem' diyen aranızda?

   Etlisi vardır, pastırmalısı vardır, taş fırında yapılanı vardır. Hepsi birbirinden lezzetli olur. Yanında bir de pilav olunca ooh insan doyduğunu anlıyor vallahi.


   Ben de size öyle bir yer yazıyorum ki gidip de yemediyseniz eksik sayınız kendinizi efendim. Anadolu yakasında oturanlar için çok kolay zaten. Avrupa yakasında olup da beni okuyan var ise size de çok yakın. Yok efendim bana uzak nasıl gideyim, efendime söyleyeyim bana ters falan demeyin. Üsküdar, size de yakın.


   1920 yılında Agop Bey tarafından tatlıcı olarak kurulmuş 1938 yılında da kuru fasulyeci olarak hizmet vermeye başlamışlar. Yaz bahçelerini yenilemişler artık. Çok güzel bir yer olmuş. Erzurum'dan getirilen fasulyelerin pişirilme aşamasında ise; terbiye edilmeden önce 14 saat suda bekletilir. Daha sonra 2 saatlik süreçte fasulyeleri gaz yapmaması için özel bir işlemden geçirilirmiş:) Terbiye edildikten sonra ise özel Trabzon yağıyla beraber, taş sırında toprak güveçlerde pişirilir diyorlar.


   Menülerinde, mantı, tavuk şiş, dana şiş, ızgara, güveç ve mıhlama var. Bunların yanında açık büfe kahvaltıları ve serpme kahvaltıları mevcut.


   Ben tesadüfen gittim. Bir kez daha gideceğim sadece kahvaltıları için. Yakın yerlerde iseniz sipariş de verebiliyorsunuz. Fiyatları gayet makul. Güzel bir öğle yemeği ya da akşam yemeği için ideal. Bayağı meşhurmuş da ben geç keşfetmişim. Yazık bana.

   Adresleri ise şöyle, 

   Kısıklı mahallesi Kısıklı caddesi No: 136 Üsküdar Telefon No: 0216 325 56 85

   Gider ve beğenirseniz ne mutlu bana!

Çarşamba, Mart 20, 2013

Keşfet Hecha'yı Yap Yemeklerin Hasını :)




   Ben maalesef geç keşfettim bu döküm tavayı. Hep beğenmişimdir ve istemişimdir bir döküm tencere ve tava almayı ama bir türlü karar veremedim hangisini almam gerektiğine. İkea'dan aldığım tamamen hayal kırıklığıydı çünkü. Sonra aklıma geldi. Çok önceden izlediğim bir Martha Stewart programında, konuk şef kendi döküm tavasını yanında getirmişti. Kullanmaktan iyice kararmış ve üstüne cilalanmış gibi görünen tavanın kendisine büyükannesinden kaldığını açıklamıştı. 

   Senelerdir kullanılmış ve kullanılmakta olan, yanında taşıyacak kadar değerli bu tavanın markası Hecha idi. Araştırdım nerelerde bulabilirim diye. Boyner'de ve Tepe Home'da bulabilirsiniz. Artık dikkatimi çektiği için her gidişte yeni bir ürünle karşılaşmaya başladım. Küçük yahni tencerelerini görmeniz lazım bir de o kadar sevimli ki insan alıp evinin ortasına koymak istiyor:)


   Benim için sırada Grill Plate ve Griddle var. Griddle tam barbekü severlere göre. Sitesinden girip bir göz gezdirin derim.

    İspanyol dilinde mükemmel pişirilmiş anlamında kullanılan Hecha, geleneksel ve köklü bir pişirme yönteminin, modern ve yaratıcı bir anlayışla buluşmasını amaçlamış. Çabuk ısındığı için yemekte lezzet kaybı yaşanmıyor. Et ve sebzeler doğallığını koruyor. 


                                    Reklamları da yaratıcı olmuş değil mi?:)





   Yukarıda resimde gördüğünüz tava, Burger Pan. Yani çift gözlü burger tavası. İsterseniz birinde ekmeğinizi ısıtırken diğerinde köftenizi yapabilirsiniz. Ya da resimdeki gibi farklı kullanabilirsiniz.

   Yediğim bütün yemekleri neredeyse aldığım tava ile yapıyorum. O da sırf tavayı kullanabilmek için:) Size de bir tarif veriyorum. Ama ricam, tarifi bu tavalardan biri ile denemeniz. Daha önce kullandığınız tavada yaptıklarınız ile arasındaki farkı anlayacaksınız. Benim aldığım tava GrillPan olarak geçiyor.


T-Bone Steak




  • 1 adet t-bone steak
  • 1 dal taze biberiye                     
  • 1 tutam deniz tuzu
  • 60 ml sızma zeytinyağı
  • 3 adet havuç
  • 150 gr bezelye
  • 1 çay kaşığı toz kişniş
  • 1 çay kaşığı susam yağı
  • 1 tutam taze kişniş
  • 1 yemek kaşığı tane hardal



  • T-bone steak’ı taze biberiye, deniz tuzu ve zeytinyağında dinlendirin. 
  • Havuçların kabuklarını soyduktan sonra haşlayın. Toz kişniş, susam yağı ve tuz ile püre edin. 
  • Bezelyelerinizi haşlayın. Taze kişniş ve bir miktar zeytinyağı ile püre edin. 
  • Soslarınızı üç ayrı kaba koyun. 
  • GrillPan’i ocağınızın üzerine yerleştirin, 3-4 dakika kadar orta ateşte ısıtın. 
  • T-bone steak’ı GrillPan'da her iki tarafı da arzuya göre 3-5 dakika arasında pişirip soslar ile birlikte servis edin.
  • Afiyet olsun.



   
 

 

Salı, Mart 19, 2013

Acıbadem Kurabiyeli 'Türk Sofrası' Kitabı




   Bu kitabın içinde ne ararsanız var. Tariflerin yanında mutfak düzeni ve temizliği, besinlerin kalori listesi, bebek, çocuk, hasta ve yaşlılarda beslenme, zayıflama ya da kilo alma rejimleri, tatlılardan tuzlulara bilmek  istediğiniz her şeyi toparlamış, bir araya getirmiş Berrin Ardakoç.

   Yemekleri basamaklar halinde anlatmış ve ölçüleri evde nasıl daha rahat yapabilirseniz o şekilde vermiş. Ben kitabı kapıp anında kasaya koştum. Hatta dünkü tariflerden bir ikisini bu kitaptan verdim. 


   Kitabın içindeki bilgilere ve tariflere bakarsanız fiyatı gayet uygun. Bazı yemek kitaplarının ücretleri şişirme oluyor biliyorsunuz:) Sadece görüntüsüne para verdiğimiz oluyor. Ama artık yaptığımız yemeğin ya da kullandığımız malzemenin kalorisini hesaplamak, bilmek istiyoruz. Daha bilinçli davranıyoruz bu konuda. O yüzden bu kitabı çok beğendim. Kaç kalori aldığınızı bilerek yapıyorsunuz yemekleri. Ve adım adım anlattığı için uğraştırmıyor yaparken. 

   İşte böyle bir kitap 'Türk Sofrası'. Bir göz atın derim ben. Beğeneceğinizi düşünüyorum. Özellikle mutfakta yeni olan bayanlar, baylar. Yemek yapmayı öğrenmenin en iyi yolu bu tarz kitaplar almak:)

   Birazdan yazacağım Acıbadem Kurabiyesi de bu kitaptan. Afiyet olsun şimdiden.


Acıbadem Kurabiyesi



  • 250 gr un                                        
  • 250 gr pudra şekeri
  • 4 adet yumurta
  • 1 kaşık baking powder
  • 6 kaşık çekilmiş badem



  • Unu hamur tahtasına eleyin. Ortasını havuz gibi açın.
  • İçine pudra şekeri, badem, baking powder ve yumurtayı koyun.
  • Etrafına yayılmayacak kıvama gelene kadar yoğurun.
  • İstediğiniz irilikte toplar yapın.
  • Bu topları içine alüminyum folyo döşenmiş tepsiye dizin.
  • Hepsinin ortasına kabukları soyulmuş bir bütün badem koyun.
  • Önceden ısıtılmış, orta hararetli fırında pembeleşinceye kadar pişirin. (170-180 derece)








Pazartesi, Mart 18, 2013

100. Yazı Kutlaması Tadında Haftanın Menüsü




   Bugün kendimce kutlama yapıyorum. Çünkü 100. yazımı bugün yazmış oluyorum:) Güzel günler, kötü günler hepsi bu yazıların içinde.

   Blog açmak bana çok iyi geldi. Konuşacak kimsem olmadığında yazıyorum, iyi günlerimi paylaşmak için yazıyorum. Yani bir bakıma dert ortağım oldu sevgili blogum benim:) 

   İstanbul büyük bir şehir. Eğer yanında sevdiklerin, eşin, dostun yoksa çok da yaşanacak bir yer değil bana göre. Ben de yalnız bir insan olmayı sevmediğim için beni bazen çok yoruyor. İşte buradan sonra blogum devreye giriyor. 'Ben varım ya' diyor. 'Bana her şeyini anlatabilirsin. Sen istediğin sürece ben senin hayatındayım. Sen ancak istersen beni çıkarabilirsin hayatından' diyor. Ben de onu yarı yolda bırakmayı düşünmüyorum. Daimi arkadaşım benim:)

   Okuyan, okumayan, faydalanan ya da öyle bir uğrayan kim varsa hepinize teşekkür ederim. Yorumlarınız, takipleriniz beni daha da güçlendiriyor. Ve bana doğru bir şey yaptığımı hissettiriyor. Tabii ben de sorumluluğunu yerine getiriyorum:) Her gün yazımı aksatmadan koyuyorum. Saati hiç şaşmıyor. Bazen ne yazacağımı bilemiyorum. Alıyorum bilgisayarımı kucağıma. Düşünüyorum, düşünüyorum...

   Sonra bir bakmışım kendiliğinden dökülüyor kelimeler. Bazen üzgün kelimeler, bazen yorgun, bazen de çok mutlu.. Genelde güzel şeyler yazmayı hep istemişimdir ama hayat hep güzel gitmiyor malum. Yaşayarak öğrenmek diye bir şey var.

   Haftalık menümü yazmaya başlamazsam eğer böyle uzun uzun yazacağım. Sonra menüye bakmadan kapatacaksınız blogu:)

   Hep takipte olun olur mu? Kimler okuyor bilmiyorum ama birilerinin varlığı ve ilgisi hoşuma gidiyor. Kendinize iyi bakın!


PAZARTESİ

İzmir Köfte


  • 500 gr orta yağlı kıyma    
  • 4 adet patates
  • 3 çorba kaşığı margarin
  • 2 çorba kaşığı salça
  • 3 dilim bayat ekmek içi
  • Maydanoz
  • Tuz, karabiber
  • Su



  • Kıymanın üzerine soğanı rendeleyin. Maydanozu ince ince doğrayın. Ekmekleri ufalayıp, tuzu katın.
  • İyice yoğurduktan sonra küçük parçalar koparıp yassı köfteler yapın.
  • Patatesi soyup yıkayın. İnce halka halinde kesin.
  • Patatesleri yağda kızarttıktan sonra tepsiye dizin.
  • Aynı yağda köfteleri kızartın. Sonra patateslerin üzerine dizin. 
  • Tavada kalan yağa salça ve bir çay bardağı su koyun. Kaynatın.
  • Sonra tepsideki köftelerin üzerine dökün. Üstü kapalı bir şekilde 10 dakika pişirin.
  • Dilerseniz araya biber koyabilirsiniz.



SALI

Peynirli Yufkalı Sufle


  • 2 yumurta
  • 1 adet yufka, parça parça tiftiklenmiş
  • Yarım litre süt
  • 2-3 yemek kaşığı peksimet tozu veya galeta unu
  • 250 gr kaşar peyniri
  • 2-3 tutam muskat rendesi
  • 1 yemek kaşığı margarin


  • Fırına koyacağınız kabı yağlayın.
  • Süt, yumurta, muskat ve peynir rendesini karıştırın.
  • En son yufkayı ilave edin ve fırın kabına yerleştirin.
  • Üzerine peksimet tozunu (veya galeta ununu) ve ufak küp doğranmış margarini koyun.
  • 190 derece fırında, üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Kabarmış haldeyken, soğutmadan servis yapın.
  • İçine yarım kalıp beyaz peynir ilave ederseniz lezzeti daha yumuşak olur.
  • Dilerseniz rendelenmiş hindistan cevizi katabilirsiniz.



ÇARŞAMBA

Soğuk Tavuk Dilimleri


  • 1 adet tavuk göğsü, kemiksiz ve derisiz bütün 2 biftek parçası
  • 1 adet orta boy soğan
  • 3 diş sarımsak
  • Karabiber, tuz
  • Fırın torbası
  • 1 tatlı kaşığı toz tavuk bulyon
  • Yarım tatlı kaşığı un


  • Tavuk göğüsleri karabiber ve toz tavuk bulyon ile ovun.
  • Soğanı soyduktan sonra 5-6 parçaya bölün.
  • Fırın torbasına yarım tatlı kaşığı unu ekleyin ve çırpın.
  • Tüm malzemeyi torbaya doldurup yarım çay bardağı su ilave edin.
  • Torbanın ağzını kapatın. 190 derece fırında pişirin, kaynamaya başlayınca yaklaşık 20 dakika üstleri hafif kızarınca fırından çıkarın. 
  • Soğuyunca torbadan çıkarın ve buzdolabına koyun.
  • Ertesi gün enlemesine jülyen olarak 3-4 mm kalınlığında kesin. Servis yapın.


Sarımsaklı Ekmek


  • 2 ince uzun ekmek (baget ekmek)   
  • 10-12 diş sarımsak
  • 1 paket margarin (tereyağı ile de yapabilirsiniz)
  • 3 tatlı kaşığı kuru nane
  • Tuz



  • Ekmeğin bayatlaması için 1-2 gün buzdolabında tutun. (Daha kolay dilimlenir)
  • Ekmekleri, ekmek formunun hizası bozulmadan bir, bir buçuk parmak kalınlığında kesin.
  • Oda sıcaklığında yumuşatılmış margarine, dövülmüş veya çok ince kesilmiş sarımsakları, kuru naneyi ve tuzu ekleyin.
  • Ekmeğin bir tarafına margarinli karışımdan sürün.
  • Tüm ekmek dilimlerinin aynı tarafına margarin karışımı sürün. Ekmek dilimlerini bütün ekmek formuna getirin.
  • Bu ekmeği alüminyum folyo ile iyice sarın. 190 derece fırında 15 dakika pişirin.
  • Tavuk dilimleri ile servis edin.



PERŞEMBE

Beyaz Peynirli Tagliatelle


  • 4 olgun domates   
  • 1 küçük boy kırmızı soğan, ince doğranmış
  • 4 çorba kaşığı taze fesleğen, ince kesilmiş
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 375 gr tagliatelle 
  • 2 diş sarımsak, ince doğranmış
  • 150 gr yumuşak beyaz peynir, ufalanmış
  • 15 gr taze küçük boy fesleğen yaprağı



  • Domateslerin altını bıçak ile çizerek kaynayan suda 1 dakika kadar bekletin.
  • Ardından soğuk suya daldırın ve çiziklerden başlayarak kabuklarını ayıklayın.
  • İkiye bölün ve bir tatlı kaşığı yardımı ile çekirdeklerini çıkarın.
  • Küçük parçalar halinde keserek bir kaseye koyun.
  • Soğanı ekleyin ve fesleğen ile birlikte 1 çorba kaşığı yağı da ekleyerek bir kenarda bekletin.
  • Makarnayı haşlayın. 
  • Süzerken suyun yarısını bir kenarda tutun.
  • Makarnayı tekrar tencereye koyarak kalan yağ, sarımsak ve sakladığınız makarna suyu ile birlikte orta ateşte 1-2 dakika karıştırın.
  • Domates karışımı ve beyaz peyniri ekleyin.
  • Tuz ve karabiber ile tatlandırın.
  • Servis tabağına koyduktan sonra fesleğen ile süsleyerek servis edin.


CUMA

Çin Usulü Chili'li Karides


  • 5-6 adet ufak chili biber  
  • 16 adet iri boy karides
  • 3 tatlı kaşığı patates nişastası
  • 4 tatlı kaşığı sherry (isteğe bağlı)
  • 2 adet pırasa, ince halka doğranmış
  • Yarım taze zencefil
  • Susam yağı


  • Chili biberleri ince halka şeklinde doğrayın.
  • Zencefilleri ince halka şeklinde doğrayın.
  • Patates nişastasını yarım çay bardağı su ile sulandırın.
  • Karidesleri sadece kuyruk kısmı kalacak şekilde temizleyin.
  • Wok ya da derin bir tavaya susam yağını koyun.
  • Zencefil ve pırasayı ilave edip yumuşayıncaya kadar kızartın.
  • En son chili'yi ilave edin.
  • 1 dakika kadar çevirin ve nişasta sosunu ilave edip karıştırarak pütürsüz bir sos hazırlayın.
  • İçine karidesleri katın ve kısık ateşte 5 dakika kadar karıştırarak pişirin.
  • Haşlanmış pirinç ile servis edebilirsiniz.