Çarşamba, Mart 13, 2013

Mutfakta 4 Mevsim/ İlkbahar - Yaz




   Bahar geldi. Şunun şurasında 2 buçuk ay sonra yaza girmiş olacağız. Kısa bir süreymiş gibi yazdım değil mi?:) Aslında gün içinde yavaş geçtiğini sanıyoruz ama bir bakmışız aylar geçmiş.. 

   Günü ne kadar yoğun geçirdiğinle alakalıdır bu durum aslında. Benim günüm 08.00'da başlıyor. Spor, okul oradan iş derken eve geldiğimde saat 20.00 falan oluyor. Yazımı yazıyorum. Hoop gün bitiyor.

   İşte böyle böyle yaşıyoruz sonra yaş olmuş 60. Yıllar biz anı yaşayacağız derken öyle hızlı geçiyor ki ben artık geçmiş tarihlere bakıp bundan 4 ay önce şurada, şu kişi ile, şunu yapıyordum diyorum. Vay be zaman nasıl bu kadar hızlı geçiyor daha dün gibi diye düşünüyorum. Sonra yaşım aklıma geliyor. Tamam daha genciz ama 26 yaşına ne ara geldim hala anlayamıyorum. 18 yaşı bir şey sandığımız günler gelmiş de çoktaaan geçmiş bile. Hayat böyle bir şey işte. Yaşadığın yanına kar kalıyor. 

   Saatler gün, günler hafta, aylar yıl oluyor...

   Bugün aslında Başlıkta belirttiğim kitabı yazmayı düşünüyordum ama gün içinde aklımı kurcalayan şeyi yazarken buldum kendimi yine:) Yaşlılık sendromu fazla erken başladı bende:) 

   Gelelim kitaba. Mutfakta Dört Mevsim/İlkbahar-Yaz, kahkaha dolu sofralarda paylaşılan birbirinden lezzetli, renkli ve sıra dışı yemeklerin neşesi ile yok olup giden köklü bir yemek kültürünün hüznünü bir arada barındırıyor. 
   Çakıldak'tan Patlıcan Çığırtma'ya, Duvaklı Levrek'ten Kuzulu Rezene'ye, Ege kökenli bir sofra kültürünü yansıtan ilginç yemekler. Bildiğiniz, bilmediğiniz ve 'bildiğinizi sandığınız' malzemelerin farklı yorumları ile yepyeni lezzetler sunmuşlar. Bir de hem kolay hem de sıra dışı yemekler yaratmak isteyenler için sürpriz önerilerde bulunmuşlar.

   
   Mutfakta Dört Mevsim'in İlkbahar - Yaz bölümü renkli, neşeli ve yepyeni lezzetlere açık yaz sofraları kurmak için birbirinden çekici öneriler içeriyor. Bu kitapla yok olup giden bir yemek kültüründen izler, anılar bulacaksınız.

   Tam mevsim yaklaşmışken edinmekte fayda var. Bir de Sonbahar-Kış kitabı mevcut. Dilerseniz ona da bir göz gezdirebilirsiniz.

   Kitaptan bir tarif yazıyorum. Sonra da kaçıyorum. Hepinize mutlu, şahane, bol mucizeli günler:)


Patlıcan Papucaki - Tübyaz


2 kişilik


  • 1 adet orta boy patlıcan
  • 1 çay fincanı ezilmiş beyaz peynir
  • 1 çay fincanı rendelenmiş kaşar peynir
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet küçük soğan
  • 1 adet küçük domates, doğranmış
  • 1 kahve fincanı zeytinyağı
  • 2 adet defne yaprağı
  • 1 çay kaşığı toz şeker
  • Bir miktar un
  • Tuz
  • 1 adet sivri biber, ufak doğranmış 
  • Bir çay bardağı kadar maydanoz, doğranmış 
  • Dilediğiniz kadar taze soğan, ufak doğranmış  
  • 4-5 adet taze fesleğen 
  • Pulbiber
  • 3 diş sarımsak, doğranmış


  • Patlıcanları ortadan ikiye kesip, kesik yerleri tuzlayıp, bir süre bekletin.
  • Daha sonra patlıcanların içini oyup, yağlayıp fırına verin. 8-10 dakika pişirin. 
  • Boş tencereye yağı ve küçük küçük doğradığınız soğanları ekleyip, şeffaflaşana kadar pişirin. Sarımsakları ilave edin.
  • Sivri biberi koyduktan 1 dakika sonra domatesleri ekleyin ve suyunu çektirin.
  • Peynirleri, tuzu, şekeri, taze soğanı ekleyip, bir süre karıştırın ve ocağın altını söndürün.
  • Taze fesleğen ve maydanozu da katıp kenara alın.
  • 1 adet yumurtayı, malzemeye ekleyin. İyice karıştırıp patlıcanların içlerine doldurun.
  • Defne yapraklarını parçalara bölüp patlıcanların üzerine dağıtın.
  • En son olarak üzerlerine parmak ucu ile biraz un serpiştirin ve 200 dereceye ısıttığınız fırında 15 -20 dakika üzeri kızarana kadar pişirin.
  • Pul biber ile tatlandırıp servis edin.
        Afiyet olsun:)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder