Cuma, Mart 08, 2013

A Good Year- Şarap Severlere


   Bugün seçtiğim film şarap severler için. Fransa'nın güzel manzarası eşliğinde şarap içme hayali olanlar, bu filmi izlediğiniz an orada olmak isteyeceğinize eminim:)


   Şarap tadında filmler vardır. Herkese hitap etmez. Keyif olgusunun inceliklerini yakalamış, ince tatlara düşkün kişilere göre olan filmler. 2004 yapımı 'Sideways' ya da 'A Walk İn The Clouds' gibi. Bugün yazdığım film gibi bu 2 film de şarap temalı.


   Hayatını para kazanmaya, başarılı olmaya adamış olan Max Skinner (Russell Crowe) ana karakterimiz. Londra'da çalışan, hafta sonları bile çalışan hatta tatil nedir bilmeyen sıkıcı bir kişiliğe sahip birisi.


   Amcasından kendisine bir üzüm bağının miras kaldığını öğreniyor ve satmak için Güney Fransa’nın rivierasında bulunan, şaraplarıyla ve turistik dokusuyla ünlü olan Provence‘a doğru yola çıkıyor. Malikaneye vardığında üzüm bağının ve mekanın güzelliğini de yavaş yavaş hatırlamaya başlıyor. Çocukluğunu burada amcasıyla geçirmiş olan Max, sık sık geri dönüşler yaşıyor hafızasında. 


   Amcası Henry (Albert Finney) ile birlikte burada yıllarca şarap üreticiliği yapmış Francis Duflot (Didier Bourdon), her ne kadar bağın satılmaması gerektiğini, amcasının da dileğinin bu yönde olduğunu söylese de bir şehir insanı olan Max, bağı satmaya kararlıdır. Bir aksilikten sonra, satış işlemleri için bir hafta beklemesi gerektiğini öğrenir ve bu zamanı evdeki tadilatla uğraşmak için burada geçirmeye karar verir. Bu sırada oldukça hoş bir Fransız güzelle, Fanny Chenal’le (Marion Cotillard) tanışır. Pek iyi bir tanışma olmasa da, Max bu kadının huysuz ve tatlı havasından hoşlanmaya başlar.


   Bu sırada Christie Roberts (Abbie Cornish) adında genç bir Amerikalı kadın çıkar ortaya. Max’in amcası Henry’nin kızı olduğunu söyler. Eğer haklıysa, bu vasiyette onun da hakkı vardır. Max bir taraftan burada geçirdiği anıları tekrar yaşarken, bir yandan da Christie’nin doğru söyleyip söylemediğini öğrenmeye çalışır. Burada zaman geçirdikçe de kendi yaşamıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır.


   Film, sahici ve renkli karakterleriyle hikayeye bağlarken, eşsiz manzaraları ve dokusuyla bende orada olma isteği yarattı.


   Max bölgeyi keşfettikçe güzel bir geziye çıkmış gibi hissediyorsunuz siz de. Özellikle ustalığın ve küçük detayların da önemli olduğu, zorlu bir uğraş olan şarap yetiştiriciliğini konu edinmesi, şarabın üzerinden hikayesine de farklı tatlar katabilmesi, yine şarapla özdeşleşmiş keyif, aşk, romantizm gibi konulara içten yaklaşımıyla, belli bir tadın diğerini bastırmadığı, iyi harmanlanmış güzel bir aromanın keyfini yaşatıyor film. Kısaca güzel bir yaz akşamı, hoş bir masa, Güney Fransa’nın kendine has insanları ve güzel doğası gibi içinizi ısıtan detaylarıyla şahane bir film izleme imkanı sunmuş yönetmen bizlere.


   Fanny karakterini ise Marion Cotillard en iyi şekilde canlandırmış. Karaktere bir başkası bu kadar yakışamazdı.


   Bakmaya ve yaşamaya doyamayacağınız bir ev, şahane ama vıcık vıcık olmayan bir aşk ve bolca şarap... Film pek hoş. Açın şarabınızı, kısın ışıklarınızı ve manzarayı yaşamaya bakın:)


     

1 yorum:

  1. negzel film de mi? sen de çok cici yazmışsın canım benim!

    YanıtlaSil