Salı, Ocak 08, 2013

Natali Tarifler&Anılar ile Balık Tarifi Pek Yakıştı




'Durmayın, deneyin, pişirin, en önemlisi de onları sevdiklerinizle paylaşın'...


   Gördüğüm bir yemek kitabını hikayelerle süslenmişse almadan geçemiyorum. O yaşanmışlıkları okumak, öğrenmek ve o ana gitmek beni keyiflendiriyor aynı zamanda da gözlerimin dolmasına sebep oluyor. Genelde hep iyi anılardan bahsedilir ama o anının yaşanmasına sebep olmuş olup artık hayatta olmayan insanların hüznü bendeki.. En sevdikleriniz hep yanınızda olacakmış gibi, sanki elinizi hiç bırakmayacakmış gibi gelir de sonra bir anda tek başınıza kalırsınız ya işte onun kederini paylaştığımı hissediyorum okurken. 


   Natali de böyle başlamış yemek kitabını yazmaya.. 4 yıl kadar önce annesini zamansız kaybedişinden sonra birlikte yaptıkları güzel anlar paylaşmalarına vesile olan yemeklerin tariflerini bir araya getirmek istemiş. Annesine sunduğu bir teşekkür olmuş, acısını hafifletmek istemiş..

   
   Dünyanın en prestijli yemek kitabı yarışmalarından biri olan Gourmand Cookbook Awards’te ‘En İyi İlk Çıkmış Yemek Kitabı’ seçilen ve dünya çapındaki yarışmada finale kalıp dünya üçüncüsü olan Natali Gökyay’ın ‘Natali’ adlı yemek kitabına yalnızca yemek tarifleri değil o tariflerin arasına gizlenmiş çocukluk ve gençlik anılarını da serpiştirmiş. Hatta her tarifin mutlaka bir anısı var bu kitapta. 


   Rum-Ermeni bir anne ve Ermeni-İtalyan-Avusturyalı bir babaya ve Ankaralı bir eşe sahip olan Natali, Tarabya Dereiçi’nde Ermeni, Rum ve Türk komşuların büyük bir aile ortamında yaşadıkları bir kültür mozaiğinin içinde büyümüş şanslı bir çocukmuş. Yemek kitabının bu kadar duygulu ve güzel olmasının sebebi de bu. Her şey gerçek bu kitapta. 


   Anne Şake'nin 60'lar hayatı siyah-beyaz film tadında iken Natalinin hayatı 90'ların renkli dünyasına denk gelmiş. Hepsinden tatlar var bu kitabın içinde. Türk mutfağından çok, kültürlerin iç içe geçip kaynaştığı İstanbul mutfağı anlatılıyor.

   Nedense kitaptaki bir tarifi yaparken sanki acısını paylaşıyormuşum gibi hissettim. Ne kadar çok yaparsam o kadar içindeki hüzün kaybolur gibi geldi.. Biliyorum hiçbir zaman bitmeyecek o hüzün ama hafifleyecektir elbet.. 

   Bence siz kitabı şöyle bir inceleyin. Eminim 'a ben bunu yaparım' diyeceğiniz çokça tarifle karşılaşacaksınız.

   Ah Natali öyle güzelsin ki kitabının kötü olacağını nasıl bekleyebilirim?..


   Bir de size kitaptan balık tarifi yazıyorum. Balık zaten benim asla hayır diyemeyeceğim bişi. 'Denizden babam çıksa yerim' derler ya aynen öyle. Babamı da yerim yani :)


 
   Fırında Patatesli Levrek  

  2 kişilik


  • 2 büyükçe fileto levrek          
  • 2 büyük boy patates
  • 3-4 kaşık zeytinyağı
  • Yarım su bardağı beyaz şarap
  • Taze kekik
  • Karabiber, tuz

  • İki büyük patatesi soyup 2 cm kalınlığında yuvarlak şekilde doğrayın. Doğranmış patatesleri 5 dakika buharda pişirin. 5 dakikadan fazla pişirmemeye özen gösterin.
  • Bir fırın kabına pişirme kağıdını serin. 2-3 çorba kaşığı zeytinyağı gezdirin. Patatesleri fırın kabına dizin. Biraz tuz ve karabiber serpin.
  • Levrekleri koyup üzerine biraz tuz ve karabiber ekleyin. 200 derece ısıtılmış fırında 10 dakika pişirin.
  • Ardından üstüne yarım bardak beyaz şarap ve 2 kaşık zeytinyağını gezdirin.
  • 20 dakika daha pişirin. Son 2 dakika kala taze kekik yapraklarını da üstüne ilave edin.
  • Balığınız servise hazır. Afiyet olsun:)

 

 
 

 

2 yorum: