Perşembe, Kasım 29, 2012

Samos, bir minik Yunan adası..



 
   Geçen bayram tatilini fırsat bilip bir kaç günlüğüne Samos'a kaçtık. Ufacık tefecik, sakin, kafa dinlemeye gitmek için birebir ve tatil olmayan günleri tercih ederseniz hiç Türk'e rastlamayacağınız bir yer Samos. Böyle diyorum çünkü hafta sonları, özellikle de resmi tatillerde yerli halktan çok Türk oluyor burada :)
                    
   Biz tatili bahane ettik fakat bayramın ilk gününde geri dönüş yapmamız farklı bir yerde olduğumuzu hissetmemizi sağladı. 





                            
   Samos, ülkemize en yakın olan Yunan adası. Ayrıca Osmanlıdan bağımsızlığını il kazanan ada. En büyük özelliği ise ünlü matematikçi Pisagor'un doğduğu yer olması. Feribot ile 45 dakikada ulaşılabiliyor.

   Bu küçücük mütevazi adaya kimlerle mi gittik efendim? Sayayım hemen. 
   
   
   Canım Tuba ablacım, Taha'nın annesi. Ondan özel olarak bahsedeceğim bir gün. Murat abicim Tuba ablanın eşi, Taha'nın 2 ufak kardeşi. Umut, Ata. Ve bendeniz.
   Murat abiyi tanıdıktan sonra kesin karara vardım ki, Taha tüm eğlenceli kişiliğini, espritüel yapısını hatta nasıl güzel konuşulur, nasıl kibar davranılır hepsini Murat abiden öğrenmiş. Babaların babası o, gördüğüm en iyi babalardan biri.. 




 Umut ve Ata birbirlerinden tamamen alakasız iki kardeş. Bence Umut, Tuba ablanın kopyası. Ata ise Taha'nın :) Dünyanın en sevimli, en tatlı minikleri onlar.


     

   Deniz mahsullü makarnayı nerede bulursam   yerim:) Hatta abartıp her öğün yiyebilirim.                 
   


   Neyse, gelelim Samos'a. Geldiğimiz gün içinde Taha ile minik bi araba kiralayıp gezdik. Alışveriş yapıldı, hediyeler alındı. İlk günden bu tür şeyleri hallettik ki diğer günlerde rahat rahat gezelim.

    Ertesi gün Tuba ablaların yanına Psili Ammos plajına gidelim diye düştük yollara. Tabii kaybolduk bir kaç saat kadar yeri aradık. Sormaya kalkışıyoruz kimse İngilizce bilmiyor tabii Türkçe hiç bilmiyor. 
   
   Artık kaderimize razı olup paşa paşa geri döndük. Gezmiş olduk en azından diye teselli ettik birbirimizi :) Plaja gitmek değildi asıl mesele, Tuba ablaların bulunduğu sahilde gitmek istediğim bir balıkçı vardı ki onu kaçırmak pek akıllıca olmazdı.
  Tabii ertesi gün mutlaka bulma hırsıyla artık naptık ne ettik Tuba ablaları tekrar gitmeye ikna ettik:)
  


 Bildiğimiz mavi sandalyeli tam kumsalın dibinde bir balık restoranı hayal edin. Ahtapotlar asılmış kurutulmaya, kumlu ayaklarla girip istediğin salatayı ve mezeyi ye ye yine de cüz'i bir miktar öde. İşte böyle bi yer orası.. 



   

  




  



   Tıpkı resimlerde gördüğünüz gibi mis gibi... 
Samos'a mı gittiniz? Mutlaka uğrayınız. 
  Mevsimlerin düzelmesini beklemeniz yeterli:)















   






   
   Yalnız dikkat edilmesi gereken bir şey var. Yollar çok dar ve taşlık olduğu için karşıdan gelen araçlara dikkat etmek gerekiyor. 
   Neredeyse her virajda yer alan, orada ölenlerin anısına yapılmış bir kilise maketi var.  

   


 
 
   




 
   Bence Samos, hem güzel yemekler tadabileceğiniz ama bir o kadar da uygun fiyata tatil yapabileceğiniz hem de kafa dinlemek için giderseniz asla pişman olmayacağınız gidilip görülesi bir minik ada.  

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder