Pazartesi, Şubat 03, 2014

Daha 19 Yaşında Düşlerinde Özgür Dünya


      Bir gün ekmek almaya giderken başınızdan vurulup 14 yaşında komalık olabilirsiniz. Özgürlüğünüz için direnirken ara sokakta sıkıştırılıp dövülerek daha 19 yaşındayken öldürülebilirsiniz. Tecavüze uğrayıp hakkınızda 'rızası vardı' kararı alınabilir. Kahrınızdan ve acıdan ölebilirsiniz. Her an yolda size bir Bakan evladı çarpabilir ve ölebilirsiniz. Ölen öldüğüyle kalır da evladı sizin asla yaşayamayacağınız bir hayat yaşayabilir. Ceza mı? 'Bir bakanın oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesi kadar acılı bir olay düşünülebilir mi' diyen bülent arınç gibileri ceza alır mı hiç? Ölen gencecik canların ailelerine sorulmalı asıl acı nasıl bir şeymiş diye..

   Van'da doğmuş olabilirsiniz. Depremde evinizi kaybetmiş ne acıdır ki hala çadırda yaşıyor olabilirsiniz. Ve bir Suriyeli kadar şansınız olmayabilir. Ne de olsa oralardan Türkiye'ye gelen ve yerleşenlerin başını sokacakları bir evleri var.

   17 yaşında ve henüz bir çocuk olabilir ve asılabilirsiniz bu ülkede. Korkup babanıza sığınmazsınız. Haketmediğiniz ölüme büyük cesaretle yürüyebilirsiniz. Hakkınızda 'PKK'nın kullandığı yolları kullanıyorlardı, göze almışlardır' denebilir ve Uludere'de katliamda canınızı YANLIŞLIKLA alabilirler. Kendi vergi kaçakçılıklarını, naylon faturalarını, soygunlarını görmezler. Ölür gidersiniz..
   İnsanların f-16'larla bombalanmasını, parçalarının poşetlerle toplanmasını "Tabutlarındaki bayrakları gördük" diyerek haklı çıkartabiliyorsanız kendi içinizde, insan vicdanı olmadan nasıl yaşar diye sorarım ben size..

   Madımak otelinde olabilirsiniz bir gece.. Yakılarak öldürülebilirsiniz bu ülkede. Neden mi? Aydınsınız, cumhuriyetçisiniz. Peki ya orada olan, yanan günahsız çocuklar? O gün şenlikti. Nasıl olmuştu da yanmışlardı..

   Uğur Mumcu olur bir pazar sabahı arabanıza koyulan bomba yüzünden ölebilirsiniz isimsiz korkuları katmadığınız için yüreğinize, bembeyaz doğruları yaşadığınız için ölümüne..
   
   Bugün Ali İsmail Korkmaz'ın duruşması var. Ona her tekme atan, her sopa savuran cezasını ne kadar çeker ya da bu bizi ne kadar tatmin eder bilmiyorum ama benim hala canım yanıyor hem ona hem ölen gencecik canlara..

   Yaşamaktan utanıyorum bazen. Çirkin insanlar var bu ülkede. Senin, benim aklımızın almayacağı. Sevilmemişler, sevişmemişler. Bilmemişler insanın biricikliğini. Bir tarafını yırttığı ve hiç anlamadığı o inanç sisteminde, insan hayatının kutsallığını içeren sayfaları çöpe atmışlar. Çünkü onlar işlerine gelene inanırlar. Ben namaz kılmam, oruç da tutmam ama can düşmanımın bile canının yanmasına dayanamam. 

   Ne insan yakması yahu? Ben pilavın altı yanınca bile üzülüyorum..

   

   

   
   

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder