Cuma, Şubat 21, 2014

Şarap Sevdiren Film -Sideways


      Miles ve Jack, orta yaşa gelmiş olmalarına rağmen hala hayatlarını istedikleri düzene oturtamamış iki eski arkadaşlar. 2 yıl önce boşanmasına rağmen hayata uyum sağlayamayan, İngilizce öğretmenliği yaparken yazar olmayı umut eden Miles, üniversiteden arkadaşı, eski pembe dizi ve reklam oyuncusu Jack’i, sık sık ziyaret ettiği California Santa Ynez vadisindeki üzüm bağlarında geziye çıkarır. Miles’ın amacı; iyi şaraplar tadıp lezzetli yemekler yiyip golf oynayarak Jack’e kutlama hediyesi vermektir. Jack ise bir hafta sonra yapılacak düğünü öncesi son kez özgürlüğün tadını çıkarıp Miles’ı da buna ortak ederek çapkınlık yapmak arzusundadır. Şarap garsonu Maya ve şarap tattırıcısı Stephanie, kısa sürede bu gezinin parçası haline gelir.



   Bu film, Santa Ynez turizmine sağladığı katkı, Pinot noir ve Merlot satışlarına etkisiyle de dikkat çekti. Filmin gösterildiği yıl, Miles’in öve öve bitiremediği Pinot noir satışları yüzde 16 artış sağlarken Merlot satışları ise yüzde 2 düştü.



   Miles’ın Pinot Noir sevgisinin altındaki nedenleri filmin ortalarına doğru kendi ağzından dinliyoruz: 'Yetiştirilmesi zor. Kalın kabuklu, erken olgunlaşıyor, sürekli bakım istiyor. Dünyanın gözden uzak yerlerinde yetişiyor. En sabırlı, tutkulu bahçıvanlar yetiştiriyor. Onun verebileceklerini anlamak için zaman ayıran üreticiler onu en iyi şekilde değerlendiriyor. Tadı akıldan çıkmaz, gezegenin en eski lezzeti.'
Miles’ın romantik bir ilişki yaşadığı Maya şarapta ne buluyor dersiniz? 'Aslında şarabı düşünmeyi severim. Nasıl canlı bir şey olduğunu. Üzümlerin yetiştiği yıl olanları düşünmeyi severim. Güneşin nasıl parladığını, yağmur yağıp yağmadığını. Üzümleri yetiştirip toplayan insanları düşünmeyi severim. Eğer yıllanmış bir şarapsa kaç tanesinin ölmüş olduğunu. Şarabın sürekli gelişmesini severim. Bugün açtığım şişeyi başka bir gün açsaydım nasıl farklı olacağını. Çünkü bir şişe şarap canlı bir şeydir. Sürekli gelişir ve karmaşıklaşır..'



   2004 Altın Küre’de En İyi Film Ödülü’nü de alan Sideways, şarap kültürüne girişi sağlıyor. Film mekanı olarak dünya çapında şarap imalathaneleriyle ünlü California Santa Ynez vadisinin seçilmesi elbette şaşırtıcı değil. Gezinin ilk durağında Miles’dan gözlemleyip, koklayıp, içerek şarabın nasıl tadılacağını öğreniyoruz. Sadece bir şarap veya üzüm çeşidinin bile şarap tutkusu yaratabileceğini anlıyoruz. Şarap mahzeni veya koleksiyonu, tutkunlarının şaraba yaklaşımları hakkında işaretler içeriyor. Miles, Maya, Jack ve Stephanie’nin çıktıkları yemekte masaya gelip giden şaraplarla, her yemekle ayrı şarap içildiğine tanık oluyoruz.



   Bu filmi, sevdiğiniz bir şarabı yudumlayarak izlemenizi öneririm. Ben de Miles’ın beğenisini dikkate alarak en kısa zamanda Pinot Noir içeceğim:)
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder