Çarşamba, Şubat 19, 2014

Zaman.. Ve Sangria


   


   Zaman çok hızlı geçiyor iki yanımdan şimdilerde, kendi yerimi ve yanımdakileri korumak bile çok fazla enerji istiyor. Öyle bir hız ki, ardından bakarken hayran bıraktırıyor kendisine, vay canına. Allah biliyor ya, göz açıp kapayıncaya kadar değiştiriyor insanları zaman, değiştiriveriyor demek daha doğru aslında..

   Önce asla büyümeyeceğini sandığın insanların büyüdüğünü görüyorsun, gözlerin hayretle açılıyor. Hiç kapanmayacağını sandığın defterleri kapatıyorsun sonra, hesaplarını kesiyorsun bir bir. Hiç söylemeyeceğini düşündüğün sözlerin bir anda ağzından çıktığını duyuyor kulakların ve hiç duymayacağını sandıklarını da karşında buluyorsun - hem iyi hem kötü anlamda. Mutlak siyah dediklerini aklıyor ellerin yeri gelince, kar beyazı karartıyor gözlerin isteyince. Asla ayrılamayacağını sandığın evinden ayrılırken buluyorsun kendini, hiç alışamayacakmışsın gibi hissettiren o yer yeni evin oluyor ansızın.

   Alışkanlıklar ediniyorsun fark etmeden. Zaman dokunuyor, alışkanlıklarını yıkıyorsun; zaman dokunuyor, yenilerini koyuyorsun yerlerine. Zaman geliyor, buz tutuyor kalbinin toprakları. Zamanı geliyor, gün ışıyor ve mis kokulu yağmurlar yağıyor kalbine, kimi ne kadar sevdiğini anlatamayacak gibi oluyorsun. Zaman istiyor, sözler veriyorsun tutman gereken ve zaman istediğinde bozuyorsun. Ne çok kızıyorsun ve kararlar alıyorsun öyle zamanlarda, bazen de mutluluktan verdiğin sözlerin haddini hesabını tutamıyorsun.

   Zaman isterse sorular bırakıp gidiyor; zaman geliyor, cevaplar buluyorsun. Ölene kadar arayacağını düşünüyorsun zaman zaman, bazen de varmaktan korkuyorsun ömrün boyunca yürüdüğün yolun sonuna.

   Seviveriyorsun aniden, ellerini bomboş görüyorsun derken. Yaşlanıyor birden ellerin, kırış kırış çizgileri ve çatlakları sayıyorsun. Zamanı gelince ağlıyorsun, zamanı gelince gideceğini biliyorsun. Zamanı gelince senin de gitmek zorunda kalacağını hissediyorsun. Beklediklerin gelmedikçe beklememeyi bekliyor insan kendinden, zamanı gelince öğreniyorsun. Zamanı gelince gözbebeklerin sabitleniyor birden, karşında onun hayaletini görüyorsun ve zamanın geldiğini söylüyor.

Zamanı geldiğinde, onun ellerini tutarak yürüyorsun zamanın durduğu yere..


Bu yazıya da yemek tarifi yerine güzel bir içecek gidiyor aslında..


Sangria
   
1 litre kırmızı şarap
100 gr toz şeker
3 limon
3 portakal
1 greyfurt
Yarım muskat
1 tatlı kaşığı tarçın
3 şişe soda

Portakal, limon ve greyfurtları yıkayıp kurulayın. Halka şeklinde dilimleyin. 
Şeker ve kırmızı şarabı bir cam kaseye alıp karıştırın. 
Muskatı rendeleyip ekleyin. Tarçını ilave edin. 
Meyveleri ekleyip karıştırın. 
Buzdolabında 1 saat bekletin. 
Meyveleri bardaklara paylaştırın. 
Bardakların 2/3’ünü şarap karışımı ile doldurun. 1-2 küp buz ekleyin. 

Kalanını soda ile tamamlayıp servis yapın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder