Cumartesi, Ocak 12, 2013

Yağmur..


 
   
   Bugün yağmur benim için yağıyor sanki.. İçimdekileri boşaltırcasına, kötü günleri götürürcesine ama bir yandan da Cem Adrian'ın dediği gibi 'dudağımda dudağın yerine yağmur, ellerimde ellerin yerine yağmur...' hissini yaşatırcasına...

   Böyle havaları sevmiyorum aslında, benim günümü neşeli kılan, güneşli günler. Pek çoğumuzda olduğu gibi..
İnsanın sevdiği yanında olunca kar da yağsa mutlu oluyor, yağmur da yağsa mutlu. Ama tek bir fark var insan bunlarla yalnız da mutlu olabilmeli..

   Sevgilimle yıldönümümüzde yazdığım yazıyı tam 117 kişi okumuş. Normalde blog sayfama bir günde o kadar kişinin girmesiyle karşılaştım fazla olmasa da ama sadecebir yazımı o kadar kişiye ulaşması içimde öyle sevinçler uyandırdı ki.. İnsanlar güzel şeyler okumayı seviyor ve istiyor aslında..

   Ama bu blog benim için farklı. Bir iş gibi, görev gibi yapmıyorum. İçimden geldiği gibi, aklıma ve sonra parmaklarıma döküldüğü gibi yazıyorum. O yüzden sadece güzel şeylerden bahsetmek zor.
Bugün tarifsiz bir yazı yazıyorum. Evde değilim, kendime ısmarladığım sıcak çikolatamı yudumlarken bir ilk yapıp telefondan yazıyorum. Teknolojiden bu kadar yoksun olan ben için bu bile yeni bir olay:)

   Başka bir ilk daha yaptım. Hatta birkaç ilk. Görme engelliler derneğine bir mail atıp, onlar için kitap okumak istediğini belirttim. Çok isterim olumlu dönüş yapılsın.

   Çocuk esirgeme kurumuna da bir mail atıp form doldurdum. Ziyaret etmek istediğimi ve bunun için maddi manevi ne gerekirse yapmak istediğimi yazdım. Özellikle 0-6 yaş arası çocuklarla tanışıp, onlarla paylaşacağım şeylerin bana çok şey katacağını bildiğim için içim kıpır kıpır. Maddi yardımdan daha çok manevi olarak yanlarında olmak istiyorum ben. Ne çok şey öğreneceğim onlardan kimbilir...

   Son olarak da Eğitim Gönüllüleri vakfına başvurdum. Dedim ki 'Beni aranıza kabul ederseniz çok mutlu olurum. Elimden geleni yapmaya hazırım. Çünkü hem bizim kendimizi ve varlığımızı hatırlamamız için onlara hem de onların bizim desteğimize ihtiyaçları var.'

   Hafifledim... Yüreğimin ferahladığını hissediyorum.

   Çünkü,
Anneannemi rüyamda gördüğümde bana 'çocuk esirgeme kurumuna gitmelisin Dilara' dediği hala unutmadım. Gecikmişliğin telafisini yapmak bugünlere kısmetmiş.

Buraya da yazıyorum ki hiçbir güç beni geri döndüremesin. Bir nevi söz gibi :)

Gerçi tek engelleyici güç kendimiziz ya neyse...

   Ne olur bir tık uzağınızda. İnternetten tüm adresleri bulmanız 5 dakikanızı almıyor. Üstelik yapmanız gereken çok basit. Hepsi yazıyor çünkü.

   Bugün bir tatlı olsaydı ne olurdu biliyor musunuz? Mozaik pasta :)
Koyu, karanlık ama bir çatal aldığınızda o çikolatanın sihirli tadının bize kendimizi şahane hissettirdiği için...


   Yağmur içinizi karartmasın, kötü düşüncelerinizin, huzursuzluğunuzun yağmurla birlikte akıp gittiğini hissederek mutlu olun.

   Bugün 'O mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız' modundayım belli ki..

   Pazartesiye kadar hoşçakalın...



                                                                 Bir an böyleyim...



                                                     Bir an böyle...



4 yorum:

  1. duygularınızı anlıyorum.çok hoşuma gitti yazdıklarınız.ruhunuzu hafifletecek,söylediklerinizi yapmanız.kolay gelsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Umuyorum öyle olacak. Mutlu olmak gerek, öyle ya hayatımızın ne zaman son bulacağı belirsiz. :)

      Sil
  2. fethiye bahceci15 Oca 2013 11:09:00

    Sevgili dilara yeni bir gün yeni bir yazı:) Yağmuru cok severim dolaşmayı, ıslanmayı, sesini ,yolların saydam ıslaklığını... ve çocukluğumun pastası mozaik.Yine taçlandırmışsın kendini ve okurlarını.
    Müziklerde ayrı bir lezzette.Sabaha gülümsüyerek başlattın teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Ahh şimdi bu yorumlarınızı okudum ya gökyüzüne doğru yükselmekteyim. Bir süre bulutlarda uçacağım :) teşekkürlerrr

    YanıtlaSil