Çarşamba, Aralık 19, 2012

Yılbaşı Hindisi



   Yılbaşı akşamına az kaldı. Hindiler yine pazarlarda, sokaklarda satılacaktır kurbanlık koyun gibi. Aslında çok da çirkin hayvanlar, ben görüntüsünden dolayı yemek istemiyorum.

   Neden o akşam hindi yenir ki? Bana kalsa ben tavuk yerim, balık yerim, et yerim:) Geçen yıllarda annem yaptığında da yemezdim. Gıdımsı burnundan çıkan kırmızı şey geliyor gözümün önüne hep. Bıngıl bıngıl.. ıykk!

   Bir de tekerleme vardı. Hindiyle ilgili. Karşısına geçip ''Kabaramazsın kel fatma,
 Annen güzel sen çirkin''  denirmiş. Hindi kabarana kadar söylemeye devam edilirmiş. Kabarırsa sonuç alındığı için pek memnun olur fakat genelde hatta çoğu zaman bence hindi arkasını dönüp kaçıyordur. İşte o zaman çocuklar için can sıkıcı olurmuş:) Çok komik.

   Neyse ben aslında bugün ''yılbaşı akşamı neden hindi yenir?'' mevzusunu yazmayı düşünüyordum. 
Aslında başka ülkelerden kaptığımız bu alışkanlığı biz yanlış kapmışız. Yani şöyle söyleyeyim Hristiyan dünyasının Hz. İsa’nın doğumu olarak kutladığı “Noel” de sofralarında hindi bulunacak diye bir kuralları yoktur. Hatta kuralları olmadığı gibi uygulayan da pek yoktur. Bizim kendi kültürümüze ne zaman nasıl girmiştir tam bir yanıt bulamasam da bir teori üzerinden mantıklı bir sonuca ulaşabiliyorum. Hindi Hristiyan aleminde Noelde değil, Şükran gününde (22 Kasım) kesilir. Ancak bir Hristiyan bayramı olarak kutlanan (ki aslında dini bir bayramda değildir) Şükran günü bizim yurdumuza da yansıtılamayacağı için bu tarihten bir ay sonrası olan ve yılbaşı mahiyetinde yurdumuzda kutlanan güne bu adeti çok sağlam bir pazarlamayla yansıtmışlar. 

   Hristiyan alemi nasıl mı başlamış buna?


   İngilizler, 387 yıl önce gemiden indiklerinde onları meraklı bakışlarla Kızılderililer karşılar, onlara yiyecek verir. Hindi avlamasını, mısır ekmesini öğretirler.
   Kızılderililer'in yardımı ile yeni hayatlarına başlayan İngilizler aradan geçen senelerden sonra hayatlarını düzene sokarlar. İlk geldikleri gün kendilerine sofralarını açan, onlara yardımcı olan Kızılderililere şükranlarını sunmak için İngiliz Vali William Bradford tarafından büyük bir ziyafet hazırlanır ve Kızılderililer davet edilir.

   Kızılderililer'in şefi Massoit, 90 Kızılderili ile bu yemeğe katılır. O günden sonra her hasat sonrasında bu yemek geleneği sürer. Ama ilk olarak 1863 yılında Amerika'nın o dönemdeki Başkanı Abraham Lincoln, Şükran Günü'nün ulusal bir bayram olmasını meclise önerir.
   Resmi olarak bu öneri bazı sebeplerden dolayı meclise taşınmaz ama Amerika'nın çoğu bölgesinde bu gelenek sürdürülür. Lincoln döneminde ele alınamayan bu öneri, 78 yıl sonra, yani 1841 yılında o dönemin Amerikan başkanı Franklin Roosevelt tarafından tekrar meclise taşınarak karara bağlanır ve bu tarihten itibaren her yılın Kasım ayının son Perşembesi ''Şükran Günü'' olarak ulusal bayram ilan edilir.

   Kızılderililerin yas günü olarak andıkları bugün, günümüzde artık bir kutlama halini almış, bayram gibi olmuştur. Amerika'da Şükran gününde 5 gün tatil ilan ediliyor, insanlar evlerinde büyük hazırlıklar yapıyor, giyiniyor,süsleniyor ve 5-6 saat boyunca patateslerle süslenmiş hindilerini kısık ateşte kızartıp komşularını, dostlarını, akrabalarını misafirliğe çağırıyor. Kısacası yılbaşında hindi kızartmak Hristiyan adeti değildir, rahatça ve huzurla yiyebilirsiniz:)

   Güzel de bir tarif verdik mi tamamdır.

  
    Yılbaşı Hindisi
                                                                           
    Toplam Hazırlama süresi: 9 saat    Pişirme süresi: 3-4 saat


  • 4-4 buçuk kilogramlık bir hindi          
  • 800 gram tuz
  • 200 gram tuzsuz tereyağı, oda ısısında
  • 3 adet soğan, soyulmuş ve dilimlenmiş
  • 2 adet havuç, soyulmuş ve dilimlenmiş
  • 3 adet pırasa, dilimlenmiş (sadece beyaz ve açık yeşil kısımları)
  • 50 ml beyaz şarap
  • birkaç dal taze biberiye
  • Biraz taze kekik




  • 10 litrelik büyük bir kaba su doldurun. İçine tuzu dökün ve tuz eriyinceye kadar karıştırın. Hindiyi suyun içine yerleştirin. Üzerini folyo ile örtün ve serin bir yerde en az 9 saat bekletin.
  • Fırını 210 dereceye ayarlayın. Hindiyi sudan çıkartın. Kağıt havlu ile kurulayın.
  • El yardımıyla derisini gövdesinden ayırın. 100 gram tereyağını, derisini yırtmadan, gövde ile deri arasına yayın. Tuz ve karabiberle baharatlandırın.
  • Fırın tepsisine soğan, havuç ve pırasaları yayın. Hindiyi sebzelerin üzerine oturtun.
    Üzerine şarabı dökün.
  • Derisi kızarana kadar fırınlayın.
  • Geri kalan 100 gram tereyağını küçük bir tavada eritin. İçine biberiye ve kekiği katın. İyice karıştırın.
  • Fırın ısısını 130 dereceye düşürün.      
  • Hazırladığınız otlu tereyağının bir kısmı ile hindinin dış kısmını iyice yağlayın.
  • Ense tarafındaki en sert bölge 70 dereceye ulaşana kadar fırında kızartın. Hindinin dış kısmını tereyağlama işlemini her 45 dakikada bir tekrarlayın. 
  • Tereyağınız tükenirse tepsinin içinde biriken yağlı hindi suyunu aynı işlem için kullanabilirsiniz.                                      
  • Hindinin pişmesi, hindinin büyüklüğü ve fırını türüne göre 3-3 buçuk saat sürecektir. 
  • Tam olarak pişip pişmediğini anlamak için göğüs kısmını kesip kontrol edin. Etin rengi pembe olmamalıdır ve et suyu berrak akmalıdır.
  • Hindiyi fırından çıkartın ve parçalara ayırmadan önce en az 30 dakika dinlenmeye bırakın. 
  • Tepside kalan hindi suyu ve sebzeleri, sos için ya da garnitür olarak kullanabilirsiniz.








  •    İşin püf noktası ise hindi etini pişirmeden önce 24 saat boyunca baharatlı, zeytinyağı, limon suyu ve sirke karışımı içinde buzdolabında bekletebilirsiniz. Bu karışım baharatın tadının hindi etinin içine işlemesini sağlayacak, sirke ve limon suyu ise hindi etine rosto dilim kesilebilmesini sağlayacak diriliği verecektir.

  •    Ben iç yapmadım ama siz kendinize göre yapıp ekleyebilirsiniz. Yalnız bölgeyi dikip kapatmayı unutmayın yeter:)




                                                                       Afiyet olsun:)
                                                                                    


    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder